Amaç: Kandida türleri ile oluşan kandidiyaza dünyanın her tarafında rastlanmaktadır. 1998 yılında İstanbul’da hayat kadınları ve poliklinik hastalarından alınan vagina akıntı örnekleri ile yaptığımız çalışmada kandidiyaz oranı poliklinik hastalarında %30,3, hayat kadınlarında ise %11,4 olarak bulunmuştur. Aradan geçen 10 yıllık süre zarfında hayat kadınları ve poliklinik hastalarında kandidiyaz oranındaki değişikliğin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Bu çalışmada Deri ve Tenasül Hastalıkları Hastanesi’ne getirilen 93 hayat kadını ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Polikliniğine başvuran ve trikomoniyazis vaginiti şüphesi olan 114 hasta olmak üzere toplam 207 hastadan alınan vaginal akıntı örneği araştırılmıştır. Örneklerden hazırlanan yayma preparatlar Gram boyanarak mikroskopta incelenmiştir. Ayrıca bir adet sıvı ve bir adet katı Sabouraud besiyerine ekilerek kandida kültürü yapılmıştır. Bulgular: Toplam 207 vaginal akıntı örneğinin 31 %14,9 ’inde kandida üremiş, bunların 25 %80,7 ’inde Gram boyama ile maya hücreleri görülmüştür. Kandidaların 21 %67,7 ’ini Candida albicans türü oluşturmaktadır. 93 hayat kadının 10 %10,8 ’unda, 114 poliklinik hastasının 21 %18,4 ’inde kandida ürediği tespit edilmiştir. Bunların 21 %67,7 ’ini C. albicans, beşini %16,1 Candida krusei ikisini %6,5 Candida tropicalis ve üçünü %9,7 Candida spp. oluşturmaktadır. Sonuç: Bakteriyal vajinozdan sonra en çok karşılaşılan vaginal kandidiyazis sıklıkla her yaştan kadında görülen bir hastalıktır. On yıl öncesine göre poliklinik hastalarındaki kandidiyaz oranında azalma görüldüğü halde hayat kadınlarındaki kandidiyaz oranında bir azalma görülmemiştir. Yaptığımız bu epidemiyolojik çalışma enfeksiyon açısından sosyal gelişmişlik düzeyinin belirlenmesinin önemini vurgulamaktır.
Objective: Candidiasis caused by Candida species has been reported worldwide in humans. In a study conducted in 1998 with samples of vaginal discharges of outpatients and prostitutes in İstanbul, a prevelance of candidiasis of 30.3% and 11.4%, respectively was found. The aim of this study was to determine the changes in the rate of candidiasis in prostitutes and outpatients during the past ten years. Method: Vaginal discharge samples of 207 patients with suspected trichomoniasis vaginitis were examined. The samples were obtained from 93 prostitutes admitted to the Hospital of Skin and Venereal Diseases and from 114 outpatients admitted to Istanbul Medical Faculty, Department of Obstetrics and Gynecology Outpatient Clinic. Smears prepared from the samples were examined under a microscope by Gram staining. Additionally, Candida culture tests were performed by inoculating a fluid and a solid Sabouraud medium. Results: Candida was identified in 31 14.9% of the 207 samples of vaginal discharges examined, while yeast cells were detected in 25 of them 80.7% byGram staining. Twenty-one 67.7% of the Candida identified, belonged to the species Candida albicans, five 16.1% were Candida krusei, two 6.5% Candida tropicalis and three 9.7% Candida spp.. Candida was reported in 10 10.8% of the 93 prostitutes, and in 21 18.4% of outpatients. Conclusion: Second to bacterial infections of vagina, vaginal candididiasis is the most common disease in women of all ages. Even though a reduction in the prevalance of candidiasis was observed in outpatients as compared to ten years ago, this was not the case in prostitutes. We think that this kind of epidemiological studies are important in determining the level of hygienic conditions in different social groups
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Volume: 69 Issue: 1 |