Intercession (Shafa'ah) is one of the subjects frequently mentioned in the Holy Quran among the principles of Islamic belief called sam'iyyât. It is noteworthy that twenty of the twenty-five verses in which intercession is used literally are Meccan. As it is known, one of the characteristic features of the Meccan surahs is to correct the polytheistic elements in the beliefs of the polytheists and direct them to a püre monotheism belief. While in some verses, intercession is absolutely negated, in others, it is pointed out that polytheists will expect intercession from idols in the afterlife, in line with their understanding of polytheism, and this expectation is severely condemned. In some verses; Intercession seems possible for people who have the characteristics of witnessing the truth, fearing God, and taking a promise from God, subject to God's permission and consent. In terms of their apparent meaning, both the verses state that there is no absolute intercession and that it is considered possible for people who have certain characteristics has led to the emergence of different opinions. Differences of opinion focused on the "possibility of intercession for major sins". Murji'a, Shia, and Sunnis accept intercession for major sins based on the hadith "My intercession is for those of my community who commit major sins." Some Mu'tazila members do not accept the hadith in question as authentic without giving a reason in terms of criticism of the chain, and claim that even if it is authentic, because of being ahad it cannot be used as evidence about intercession, which is a matter of faith. They showed a different approach because they saw the text and content of the narration as contrary to the principles of "justice" and "promise and threat", which are among the five principles of faith they called "al-Usul al-Khamsa". They understood intercession, whose existence is certain according to the Holy Quran, as "raising the degrees of those who enter heaven". In our age, some scientists reject intercession with purely rational interpretations, without taking into account the relevant hadiths and their health status. In this case, the authenticity of the hadith in question is important in resolving disputes. In addition, it was aimed to emphasize the importance and methodological position of the hadiths, which are the statements of the Holy Quran, in inferring with the texts.
Şefaat, sem‘iyyât denilen İslâm inanç ilkeleri arasında Kur’ân-ı Kerîm’de zikri çok geçen konulardan biridir. Şefaatin terim anlamıyla kullanıldığı yirmi beş ayetten yirmisinin Mekkî olması dikkat çekicidir. Bilindiği gibi Mekkî sûrelerin karakteristik özelliklerinden biri de müşriklerin inançlarındaki şirk unsurlarını ıslah ederek saf bir tevhid inancına yönlendirmektir. Bazı ayetlerde şefaat, mutlak olarak nefyedilirken; bazılarında ise şirk anlayışları doğrultusunda müşriklerin ahirette putlardan şefaat bekleyeceklerine işaret edilerek bu beklenti şiddetli bir şekilde kınanmaktadır. Bir kısım ayette ise; hakka şahitlik etme, Allah’tan korkma, Allah katında söz alma gibi özelliklere sahip olan kişiler için Allah’ın izni ve rızasına bağlı olarak şefaat mümkün görülmektedir. Ayetlerde zahiri anlamları itibarıyla hem mutlak anlamda şefaatin olmadığının ifade edilmesi hem de belirli özellikleri taşıyan kişiler için mümkün görülmesi, farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Görüş farklılıkları “büyük günahlara şefaatin imkânı” konusunda yoğunlaşmıştır. Mürcie, Şîa, ve Sünnîler “Şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenler içindir” hadisine istinaden büyük günahlar için şefaati kabul etmektedir. Bazı Mu‘tezile mensupları ise sened tenkidi açısından bir gerekçe göstermeden mezkûr hadisi sahih kabul etmemekte, sahih olsa bile âhad olması sebebiyle itikadî bir konu olan şefaat hakkında delil olarak kullanılamayacağını iddia etmektedirler. Onlar rivayetin metin ve muhtevasını “usûl-i hamse” adını verdikleri beş inanç esasından “adâlet” ve “va‘d ve vaîd” ilkelerine aykırı gördükleri için farklı bir yaklaşım sergilemişlerdir. Kur’ân-ı Kerîm’e göre varlığı kesin olan şefaati “cennete girenlerin derecelerinin yükseltilmesi” olarak anlamışlardır. Çağımızda da bazı ilim adamları ilgili hadisleri ve sıhhat durumlarını dikkate almaksızın şefaat olgusunu tamamen aklî yorumlarla reddetmektedirler. Bu durumda ihtilafların çözümünde söz konusu hadisin sıhhat durumu önem arzetmektedir. Yapılan araştırma ile şefaat hakkındaki farklı görüşlerin kesiştiği noktada yer alan mezkûr rivayetin sıhhat durumu ortaya konularak ihtilafların çözümüne katkı sağlanması hedeflenmiştir. Ayrıca naslardan istidlâl etmede Kur’ân-ı Kerîm’in beyanı olan hadislerin öneminin ve metodolojik olarak konumunun vurgulanması gözetilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | Araştırma Makalesi |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | April 5, 2024 |
Acceptance Date | June 23, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 11 Issue: 2 |