Eğitim kurumları tarih boyunca yalnızca bilgi aktarımının gerçekleştiği yapılar değil, aynı zamanda toplumsal düzenin kurulması, kimliklerin şekillendirilmesi ve kültürel sürekliliğin sağlanmasında merkezî roller üstlenmiştir. Bu makale, Hint Alt Kıtası’nda medreselerin çok boyutlu işlevlerini sosyolojik bir perspektifle incelemekte ve bu kurumların yalnızca dinî bilgi üretim ve aktarım merkezleri değil, aynı zamanda sosyal tabakalaşma, kimlik inşası ve toplumsal aidiyetin yeniden üretiminde belirleyici kurumsal mekanizmalar olduğunu ortaya koymaktadır. Delhi Sultanlığı (1206–1526) ve Babürler (1526–1857) dönemlerinde kurumsallaşan medrese sistemi, bir yandan ilmî bilgi ve dinî otoriteyi Müslüman topluluklara aktarırken; diğer yandan alt sosyal tabakalardan bireylere eğitim aracılığıyla hareketlilik imkânı sunarak onların daha yüksek statüler elde etmelerini sağlamıştır. Ancak medreseler aynı zamanda ilmî otoriteyi ve kültürel sermayeyi belirli kesimlerde yoğunlaştırarak bilgi hiyerarşilerini yeniden üretmiş, böylece toplumsal farklılaşmayı da pekiştirmiştir. Çalışma, Émile Durkheim’ın eğitimi toplumsal bütünleşmenin bir aracı olarak gören yaklaşımını merkezine almakta; Pierre Bourdieu’nun kültürel sermaye ve habitus kavramları ile Max Weber’in statü grupları analizini destekleyici bir kuramsal çerçeve olarak kullanmaktadır. Berger ve Luckmann’ın toplumsal inşa teorisi ise medreselerin kimlik ve aidiyet üretimindeki rolünü açıklamada tamamlayıcı bir bakış açısı sunmaktadır. Araştırma, ampirik saha verisine değil; tarihsel belgeler, arşiv kayıtları ve klasik ile çağdaş literatüre dayanan kavramsal analiz yöntemine dayanmaktadır. Bu yöntem, medrese kavramının tarihsel dönüşümünü, toplumsal işlevlerini ve çağdaş İslam toplumlarındaki anlam evrimini çözümlemeye imkân tanımaktadır. Böylece modernleşme, sömürgecilik ve küreselleşme süreçlerinin medreselerin toplumsal rolünü nasıl dönüştürdüğü teorik bir tutarlılıkla incelenmektedir. Çalışmanın özgün katkısı, medreseleri yalnızca Güney Asya bağlamında değil, eğitim kurumlarının toplumsal işlevlerine ilişkin evrensel tartışmalara katkı sağlayabilecek kavramsal bir model olarak yeniden değerlendirmesidir. Bu çerçevede medreseler, eşitleyici, ayrıştırıcı ve kimlik inşa edici çok katmanlı işlevleriyle din sosyolojisinin temel tartışma alanlarına yeni bir bakış açısı kazandırmaktadır.
Educational institutions have historically assumed central roles not only in the transmission of knowledge but also in the shaping of social structures and the construction of collective identities. This article examines madrasas in the Indian Subcontinent from a sociological perspective, arguing that they functioned not merely as centers of religious learning but also as institutional mechanisms of social stratification and identity formation. Institutionalized since the period of the Dihlī Sulṭānate (1206–1526) and the Mug̱ẖal Empire (1526–1857), the madrasa system simultaneously transmitted scholarly knowledge and religious authority to Muslim communities while offering opportunities for social mobility, thereby enabling individuals from lower social strata to attain higher intellectual and spiritual status. At the same time, however, madrasas concentrated religious authority and cultural capital within specific groups, thereby reproducing social differentiation and consolidating hierarchies of knowledge. The study employs Émile Durkheim’s approach to social integration, Pierre Bourdieu’s concepts of cultural capital and habitus, and Max Weber’s analysis of status groups as its primary theoretical framework, while Berger and Luckmann’s theory of social construction serves as a complementary lens for understanding the processes of identity formation. The research adopts a conceptual analysis method rather than empirical fieldwork; it draws upon historical sources, archival materials, and both classical and contemporary literature on Islamic education. This approach enables a theoretically consistent examination of how madrasas evolved as dynamic institutions reflecting broader transformations in Muslim societies. The article’s original contribution lies in its integrative interpretation of madrasas as institutions performing multiple and sometimes contradictory social functions—equalizing, differentiating, and identity-forming—within the broader sociology of religion.
| Primary Language | English |
|---|---|
| Subjects | Religious Studies (Other) |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Publication Date | November 30, 2025 |
| Submission Date | September 1, 2025 |
| Acceptance Date | October 21, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 12 Issue: Özel Sayı |