BibTex RIS Cite

ISINMA – KURAKLAŞMA SÜRECİNİN GÖLLER BÖLGESİNDEKİ DURUMU VE ETKİLERİ ÜZERİNE EKOLOJİK BİR DEĞERLENDİRME

Year 2008, Volume: 9 Issue: 2, 1 - 34, 16.02.2009

Abstract

Türkiye'nin Göller Bölgesinin batı tarafında; kuzeydoğudan güneybatıya doğru uzanan Daz Kırı-Hambat Kırı oluğunda Acı Göl, Keçiborlu Ovası-Yarışlı Gölü -Pınarbaşı Gölü oluğunda Burdur Gölü yer almaktadır. Ortada; kuzeyden güneye uzanan Hoyran-Eğirdir-Kovada oluğunda Eğirdir Gölü ile Kovada Gölü yer almaktadır. Doğuda kuzeybatıdan güneydoğuya uzanan Beyşehir-Suğla-Bozkır oluğunda Beyşehir Gölü ile Suğla Gölü yer almaktadır. Eber Gölü ile Akşehir Gölü ise Sultan Dağlarının kuzeyinden güneydoğuya doğru uzanan Bolvadin-Akşehir oluğunda yer almaktadır. Bu olukları yüksek dağlık kütleler ayırmaktadır (Harita 1 ve şekil 1). Kuzeydoğudan esen hakim rüzgarlar göllerin yüzeyinden buharlaşan su ile nemlenmekte ve bu nemi göllerin batısındaki dağların yamaçlarına yaslamaktadırlar. Böylece göllerin batısındaki dağ yamaçları daha nemli ve yağışlı, doğudaki dağ yamaçları daha kuru ve daha az yağışlı iklim tiplerinin etkisinde bulunmaktadır (Bkz.Harita 1 ve şekil 1). Eğirdir Gölü ile Beyşehir Gölü'nün batısındaki dağlık kütleler kuzeydoğu rüzgarlarını güneye doğru yönlendirmektedirler. Bu kuzey rüzgarları, Eğirdir ile Beyşehir göllerinin güneydeki dağlık arazi üzerine de nemli havayı taşımaktadır. Göllerin batısındaki daha nemli dağ yamaçlarında doğal sedir, göknar, karaçam ormanları yetişmiştir (Biyolojik çeşitlilik daha zengin). Göllerin doğusundaki daha kuru arazide ise meşe ormanları (Saçlı Meşe, Mazı Meşesi, Palamut Meşesi, Bozpırnal) ile ardıç ormanları yer almaktadır. Meşe ormanları baltalık orman olarak işletilmektedir.

Son yıllarda Göller Bölgesindeki sığ göller kurumuş, Burdur, Eğirdir ve Beyşehir göllerinin su yüzeyleri alçalmıştır (Tablo 1). Benzer olay Tuz Gölünde de çok belirgindir. Göllerin kuruması veya su yüzeylerinin alçalması olayı havzalarında yapılmış olan göletlere ve göllerden tarım alanlarını sulamak veya hidroelektrik üretimi (Eğirdir Gölü-Kovada santralı) için su alınmasına bağlanabilir. Ancak iklimdeki “ısınma/kuraklaşma” sürecinin de göllerin su yüzeyindeki daralma ve alçalma olaylarına etkisi belirgindir.

Göller Bölgesinde iklim değişimini incelemek üzere; Bölgede uzun süreli ölçme yapan 9 meteoroloji istasyonunun 1930-1970, 1970-1981, 1982-1993 ve 1994-2006 dönemleri arasındaki ölçümleri karşılaştırılmıştır. Bu ölçümler; ortalama sıcaklık, ortalama yağış, günlük en yüksek yağış, ortalama hava nemi oranları ile saat 1400'te ölçülen hava nemi oranları ve açık su yüzeyinden buharlaşma miktarlarıdır (Tablo 2 - 5 ile şekil 2 - 5).

Elde edilen bulgulara ve sonuçlara göre; ortalama sıcaklık ve yağış değerleri 1982-1993 döneminde azalmış (1980-91 dört yanardağın etkisi), 1994-2006 döneminde artmıştır (Eğirdir hariç). Sıcaklığın artması buharlaşmanın da artmasına sebep olmuştur. Yıllık yağışlar artmış görünmekte ise de, kış aylarındaki yağışların azalması göllere gelen kar suyunun da azalmasına sebep olmuştur. Günlük yüksek yağışların (sağanak yağışlar) artması, yağmur suyunun yüzeysel akışa dönüşüp, toprağa sızamadan akıp gitmesi ile sonuçlanmıştır. Isınma/kuraklaşma sürecinde doğal kara ekosistemleri (ormanlar vd.) ekolojik bakımdan daha hassas bir duruma gelmişlerdir. Yağış sularının yüzeysel akışa ve sellere dönüşmeden toprağa sızdırılması, kaynaklara ve göllere ulaşmasının sağlanması gerekmektedir. Bu dengeli ve devamlı su üretimi bozuk ve kapalılığı açılmış (seyrekleşmiş) ormanlarda toprak koruma ve ağaçlandırılma çalışmaları ile mümkündür.

AN ECOLOGICAL EVALUATION OVER THE WARMING AND THE DROUGHT PERIOD AND ITS EFFECTS ON THE LAKE DISTRICT OF TURKEY

Year 2008, Volume: 9 Issue: 2, 1 - 34, 16.02.2009

Abstract

On the west part of the Lake District of Turkey, there are Acıgöl which is located at the chamfer of Dazkırı-Hambatkırı sprawling out from northeast to southwest direction and Burdur Lake which is situated at the chamfer of Keçiborlu Plain, Yarışlı Lake- and Pınarbaşı Lake. In the middle, there are Eğirdir Lake and Kovada Lake in the Hoyran- Eğirdir- Kovada chamfer which is sprawling from north to east. In the east, Beyşehir Lake and Suğla Lake are there in the Beyşehir- Suğla- Bozkır chamfer situated from northwest to southeast. Eber Lake and Akşehir Lake are, however, situated at the Bolvadin and Akşehir chamfer of the Sultan Mountains which is sprawling out from north to south. These chamfers are separated by mountainous masses (Map 1 and figure 1).

The dominant winds blowing from the northeast dampen with the water evaporated from the lake surfaces and leave this damp onto the slopes of the mountains situated at the west of these lakes. Consequently, the mountain slopes at the west of the lakes become more rainy and damp whereas the slopes at the east get affected by drier and less rainy climate types (See, Map 1 and figure 1). The mountainous masses at the east part of Eğirdir Lake and Beyşehir Lake direct the northeast winds to the south. These north winds also carry the humid weather over the mountainous land at the south of Eğirdir and Beyşehir Lakes. On the more humid mountain slopes at the west of the lakes, natural cedar, fir, and black pine forests have grown up (Biological diversity is more abundant). However, oak forests (Quercus cerris, Quercus infectoria, Quercus ithaburensis, Quercus aucheri) and juniper forests take place on the drier land at the south of the lakes. Oak forests may also be heard as coppice forests (Kantarcı,M.D. 1984/1990; Özkan,K. 2003; Karatepe,Y. 2004).

In recent years, shallow meres have died and the water surfaces of the Burdur, Eğirdir and Beyşehir Lakes have dropped (Table 1). The similar case is also obvious for the Salt Lake. The dying of the lakes and the droppings of the water surfaces could be referred to the ponds constructed on their basins and to the water transfers for the agricultural areas or for the hydroelectric generation. But, the reduction and the deterioration on the water surfaces of the lakes have been determined thanks to the satellite views of the Salt Lake indicating the permanence of the problem since 1993 (Ekercin,S. 2007; Örmeci,C. et al., 2007, Kantarcı, M.D. et al., 2007).

The measurements taken on 1930-1970, 1970-1981, 1982-1993 and 1994-2006 periods by 9 meteorological stations having long term measurement recordings have been compared in order to examine the climate change of the Lake District. These measurements are the amounts of average temperature, average falling, average atmospheric humidity percentages with the atmospheric humidity percentages taken at 14:00 p.m. and amount of evaporation of the open water surface (Table 2-5 and figure 2-5).

The results have been briefly summarized as follows:

(1) In Eğirdir located at the south of the Eğirdir Lake, the average annual temperature rates of 1994-2006 period have declined 1.1 Cº whereas falling have increased as 7,5 mm when compared with the rates of the 1930-1970 period. The point of interest is the increase in the falling rate during February, April, and November (as being heavy shower). On the contrary to this situation, the increase in temperature rates is not clear in Beyşehir and Burdur located close to the lake and the increases in falling rates are 30,0 mm/ year in Beyşehir and 7,1 mm/year in Burdur. The winter fallings have decreased both in Beyşehir and in Burdur. The decrease in winter falling means the less snow fall on the mountains.

(2) At the other meteorological stations, average annual temperature rates of the 1994-2006 period according to their positions having the effects of the lakes have increased as 0,1 Cº - 0,6 Cº. Annual falling rates have decreased to some degree on seasonal terms (7,9 – 107,6 mm/year). On the other hand, it is determined that average monthly temperature rates increases more during summer months (0,9- 1,5 Cº). The increased temperature of the summer months resulted in the increased evaporation amount.

According to these results;

(1) It is not possible to give up the irrigation of the agricultural land. However, the cultivation of the agricultural plants in need of less water supply will be an appropriate action to take on. In addition, the irrigation methods which cause less water loss should be used.

(2) In order to increase the water amount flowing to the lakes, bare forests on the mountainous land should be afforested. In this way, falling water could be dripped to the soil. Lakes could therefore feed on the dripped water until mid-summer due to the fact that the dripped water in the soil will take a longer period of time to reach the fountains.

(3) Having floods occurring as a result of water fall and ground loss due to erosions should be prevented with the soil conservation policies (terracing slopes, afforesting and planting) that will be applied on the open areas of the mountainous land and meadowlands.

In conclusion, in the Lake District, the course of the warming/drought is not evident on the lands under the effect of the lakes whereas it is quite remarkable on the lands which do not have access to the effects of the lakes. Ecosystems (forest, etc) under the effect of the warming /drought are at a more sensitive point in terms of ecology. The increase in the evaporation amount due to warming/drought has resulted in the shallow water surfaces of the lakes. The increase in the water generation and regulation of the water consumption within the region seem to be the only solution to this problem at the present.

There are 0 citations in total.

Details

Primary Language Turkish
Journal Section Invited Paper
Authors

M. Kantarcı This is me

Publication Date February 16, 2009
Published in Issue Year 2008 Volume: 9 Issue: 2

Cite

APA Kantarcı, M. (2009). ISINMA – KURAKLAŞMA SÜRECİNİN GÖLLER BÖLGESİNDEKİ DURUMU VE ETKİLERİ ÜZERİNE EKOLOJİK BİR DEĞERLENDİRME. Turkish Journal of Forestry, 9(2), 1-34. https://doi.org/10.18182/tjf.00314
AMA Kantarcı M. ISINMA – KURAKLAŞMA SÜRECİNİN GÖLLER BÖLGESİNDEKİ DURUMU VE ETKİLERİ ÜZERİNE EKOLOJİK BİR DEĞERLENDİRME. Turkish Journal of Forestry. February 2009;9(2):1-34. doi:10.18182/tjf.00314
Chicago Kantarcı, M. “ISINMA – KURAKLAŞMA SÜRECİNİN GÖLLER BÖLGESİNDEKİ DURUMU VE ETKİLERİ ÜZERİNE EKOLOJİK BİR DEĞERLENDİRME”. Turkish Journal of Forestry 9, no. 2 (February 2009): 1-34. https://doi.org/10.18182/tjf.00314.
EndNote Kantarcı M (February 1, 2009) ISINMA – KURAKLAŞMA SÜRECİNİN GÖLLER BÖLGESİNDEKİ DURUMU VE ETKİLERİ ÜZERİNE EKOLOJİK BİR DEĞERLENDİRME. Turkish Journal of Forestry 9 2 1–34.
IEEE M. Kantarcı, “ISINMA – KURAKLAŞMA SÜRECİNİN GÖLLER BÖLGESİNDEKİ DURUMU VE ETKİLERİ ÜZERİNE EKOLOJİK BİR DEĞERLENDİRME”, Turkish Journal of Forestry, vol. 9, no. 2, pp. 1–34, 2009, doi: 10.18182/tjf.00314.
ISNAD Kantarcı, M. “ISINMA – KURAKLAŞMA SÜRECİNİN GÖLLER BÖLGESİNDEKİ DURUMU VE ETKİLERİ ÜZERİNE EKOLOJİK BİR DEĞERLENDİRME”. Turkish Journal of Forestry 9/2 (February 2009), 1-34. https://doi.org/10.18182/tjf.00314.
JAMA Kantarcı M. ISINMA – KURAKLAŞMA SÜRECİNİN GÖLLER BÖLGESİNDEKİ DURUMU VE ETKİLERİ ÜZERİNE EKOLOJİK BİR DEĞERLENDİRME. Turkish Journal of Forestry. 2009;9:1–34.
MLA Kantarcı, M. “ISINMA – KURAKLAŞMA SÜRECİNİN GÖLLER BÖLGESİNDEKİ DURUMU VE ETKİLERİ ÜZERİNE EKOLOJİK BİR DEĞERLENDİRME”. Turkish Journal of Forestry, vol. 9, no. 2, 2009, pp. 1-34, doi:10.18182/tjf.00314.
Vancouver Kantarcı M. ISINMA – KURAKLAŞMA SÜRECİNİN GÖLLER BÖLGESİNDEKİ DURUMU VE ETKİLERİ ÜZERİNE EKOLOJİK BİR DEĞERLENDİRME. Turkish Journal of Forestry. 2009;9(2):1-34.