Selçuklu döneminden itibaren kırsal kesimde kurulmaya başlayan dini yapıların anıtsal boyutta örneğini oluşturan Seyitgazi’deki tekkeler toplumsal ve mimari etkilenmeler çerçevesinde, farklı örneklerin kıyaslanmasıyla işlevsel ihtiyaçlar, tasarım özellikleri ve sembolik anlamlar karşılaştırılarak incelenmiştir. 13. yüzyılda Selçuklu devleti sınırları içinde Velî, Alp-eren Gazi kimliği etrafında kurulmaya başlayan söz konusu anıtsal dini yapılar klasik Osmanlı döneminden itibaren Alevi ve Bektaşi inancına bağlı dini bir merkez olarak kullanılmaya devam etmektedir. Çalışma kapsamında uzun geçmişi içinde bazı ek ve onarımlarla değişen yapıların mekânsal gelişimi, toplumsal ve mimari etkilenmeler çerçevesinde işlevsel ihtiyaçlar, tasarım özellikleri ve sembolik anlamlar karşılaştırılarak incelenmiştir. Bu araştırmanın odak noktası, yapılar topluluğunun mekân organizasyonunu ve dini mimarinin sembolik bağlamını ortaya çıkarmaktır. Bu amaçla öncelikle, dini ritüeller ve yapılardaki fiziksel biçimleniş, 13. yüzyıldan başlayarak 19. yüzyıl sonuna kadar yapılan ek ve değişimler ayrıntılı olarak ele alınmış, Anadolu’da kurulan öncü örneklerle yapılan karşılaştırmalı değerlendirme sonucu ortak mimari öğeler tespit edilmiştir. Yapıların konumlandırılmasında birincil veri kaynağı olarak tarihi harita ve çizimlerden yararlanılmıştır. Tespit edilen yapıların mimari analizi çalışmanın ikinci adımını oluşturmuştur. Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nde bulunan kayıtlarla, Avrupalı bilim insanları ve gezginlerin mekânsal kuruluş ve sosyo-ekonomik yaşama ilişkin çalışmaları ve yerinde yapılan gözlemler yüzyıllara göre değişen özelliklerin tespit edilmesine olanak vermiştir. Genel değerlendirme sonunda, Seyitgazi’de kurulan dini yapıların mimari tanımlamalarına ulaşılırken aynı zamanda belirgin ortak mekânsal özellikler ortaya çıkarılmıştır.
This article examines “the three great tekkes dervish logde ” of Seyitgazi as cases of rare monumental rural building complexes of the Ottoman architecture. These religious monumental structures, commenced to be established around the “Veli”, “Alp-eren”, “Gazi” identities in the 13th century within the Seljuk boundaries have been used as religious centers affiliated to Alevi and Bektashi belief since the classical Ottoman period. Within the context of this study, functional requirements, design features and symbolic meanings, emanating from social and architectural interactions and spatial developments of the structures through some annexations and repairs in their long past, were examined comparatively. The focal point of this research is to reveal spatial organisation of the structure mass and symbolic context of the religious architecture. For this purpose, primarily physical formations within religious rituels and structures as well as annexes and modifications made over them starting from 13th century up to the end of 19th century were studied and, through the comparison with leading examples founded in Anatolia, common architectural features were determined. In order to locate the structures historical maps and drawings were utilized as primary data sources. Architectural analysis of identified structures constituted the second stage of the research. Records found at the Ottoman archive of Turkish Presidency, researches of European scientists and explorers regarding spatial foundation and socio-economic life and observations at locations enabled identification of modified features over the course of centuries. Overall assessment of the study reached architectural definitions of the religious structures built in Seyitgazi while at the same time revealed specific common spatial features.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 6, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 99 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.