Tikel veya tümel meseleleriyle tasavvuf tarihi yazımı tasavvuf akademisinin önünde duran en büyük meselelerden biridir. Kenan Göçer’in Yunus Emre Aslında Ne Dedi? başlıklı yeni çalışması bu ihtiyacı giderebilecek yeni bir okumanın imkanlarını barındırması açısından önem arz ediyor. Bu yazıda Göçer’in çalışmasını örnek olay şeklinde değerlendirerek tasavvuf tarihi yazımına dair bazı problemlere değinecek ve nihayetinde bazı öneriler sunacağım. Buna göre, tasavvuf tarihine ilişkin yapılacak interdisipliner bir çalışmanın olmazsa olmazı olarak arşiv tarihçiliğine işaret edecek, fakat arşiv belgelerine dayanırken tasavvufun içsel bütünlüğünün asla göz ardı edilmemesi gerektiğine de değineceğim.
Writing the history of Sūfism with its particular or universal issues is one of the biggest issues facing the academy. Kenan Göçer’s new study titled What Did Yunus Emre Actually Say? is important in that it contains the possibilities of a new reading of the history of Sūfism. In this study, I will evaluate Göçer’s work as a case study, address some problems in the writing of Sūfi history, and finally offer some suggestions. Accordingly, I will point to archival historiography as a sine qua non for an interdisciplinary study on the history of Sūfism. However, I will point out that while relying on archival documents, the internal integrity of Sūfism should never be ignored.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sufism |
Journal Section | Book Review |
Authors | |
Early Pub Date | March 25, 2024 |
Publication Date | March 28, 2024 |
Submission Date | September 19, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 109 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.