Social work has a natural stance against all forms of discrimination and
oppression. Various 'race detection’ studies have been conducted that try to
differentiate people by artificial discrimination from the historical process
of the present. Group that hold power have argued that there are various races
in order to provide the basis of their economic and administrative goals.
Therefore, a number of characteristics have been described for members of the
claimed races. individuals belonging to the identified races were forced to be
distinguished by being positioned 'below ' or 'above according to the so-called
qualifications. In this process, many people living in different parts of the
world have been exposed to oppression, persecution, forced displacement and
death due to racism. These situations have revealed racism in a world without races.
Racism continues to exist today on its reasons and consequences. In this study,
anti-racist social work practice is tried to be made visible in the light of
conceptual discussions of race, studies on races, racism, dimensions of racism.
In this study, a fictional case analysis and the analysis of the film Hotel
Rwanda where the destructive dimensions of racism can be seen are analyzed. In
this way, it is aimed to concretize the position of social work in anti-racist
studies. As a result of this study,
anti-racist social work is a practice that aimed to raise awareness and work in
the sense of following topics from theory to practice: working with victims of
racism, protective-preventive and educational studies, community studies, emphasizing
cultural competence, establishing links between individual- community and
administrative power, advocating rights.
Sosyal hizmet, ayrımcılığın ve
baskının her türlü formuna karşı doğal bir duruşa sahiptir. Tarihsel süreçten
günümüze insanları yapay ayrımlarla birbirinden farklılaştırmaya çalışan
çeşitli ‘ırk tespiti’ çalışmaları yapılmıştır. Gücü elinde bulunduran gruplar
tarafından kendi ekonomik ve yönetsel hedefleri için dayanak oluşturmak
amacıyla çeşitli ırkların var olduğu savunularak, iddia edilen ırkların üyeleri
için birtakım özellikler tanımlanmıştır. Söz konusu ırklara mensup bireyler
sözde niteliklere göre ‘aşağıda’ veya ‘yukarıda’ konumlandırılarak ayırt
edilmeye zorlanmıştır. Bu süreçte dünyanın farklı bölgelerinde pek çok insan
ırkçılık sebebiyle baskı, zulüm, yaşadığı yerden zorla ayrılma ve ölümlere
maruz bırakılmıştır. Bu durum ırkların olmadığı bir dünyada ırkçılığı ortaya
çıkarmıştır. Irkçılık, sebepleri ve sonuçları ile günümüzde de varlığını
sürdürmektedir. Bu
çalışmada ırkçılık karşıtı sosyal hizmet uygulaması, ırk kavramı ve ırklar
üzerine çalışmalar, ırkçılık, ırkçılığın boyutları kavramsal tartışması
ışığında görünür kılınmaya çalışılmıştır. Çalışmada bir kurgusal vaka analizi
ile ırkçılığın yıkıcı boyutlarının görülebileceği Hotel Ruanda filminin analizi
gerçekleştirilmiştir. Bu yolla sosyal hizmetin ırkçılık karşıtı çalışmalardaki
pozisyonunun somutlaştırılması hedeflenmiştir. Sonuç olarak çalışmada
ırkçılık karşıtı sosyal hizmetin teoriden pratiğe; ırkçılık mağdurlarıyla
çalışma, koruyucu- önleyici ve eğitsel çalışmalar, toplum çalışmaları, kültürel
yetkinliğin vurgulanması, birey ve topluluk ile yönetsel erk arasındaki
bağlantıların kurulması ve hak savunuculuğu anlamında çalışmalarını sürdüren
bir uygulama boyutu olduğu vurgulanarak alana yönelik farkındalık oluşturulması
amaçlanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Sociology (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 20, 2019 |
Submission Date | February 20, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 30 Issue: 3 |