The first eighteen couplets, which are considered the essence of Masnavi-yi Ma’nevi, have attracted the attention of commentators who have tried to understand and explain this work. It is seen that in the commentaries made on the whole Masnavi, some parts of it or selected couplets, a special place is given to the first eighteen couplets. Almost all of these commentaries, whether written in verse or prose, including recent studies, begin with a commentary on eighteen couplets. The basic logic in the existing Masnavi commentaries is aimed at explaining sufi concepts based on the words in the couplet. This attitude paved the way for the continuation of the sufi ideas of the commentators who were considered authorities, with various changes, in later commentaries. For this reason, a similarity of content, commonality, and even repetitions are noticeable throughout the eighteen-couplet commentaries. Another similarity between the existing commentaries is that each commentary is written by a single commentator and from a single perspective. The difference of this study from the existing commentaries is that it deals with only one of the 18 couplets and makes use of the science of aesthetics in the text commentary. This study, which includes the commentary on the third couplet, is part of a project planned to be completed by annotating each couplet by a researcher. At the beginning of the study, the available Turkish commentaries were examined and the commentators' opinions about the third couplet were evaluated. This text, which was later considered as a work of art, was annotated using the methods of aesthetic science.
Mesnevî-yi Ma’nevî’nin özü olarak kabul edilen ilk on sekiz beyit, bu eseri anlamaya ve anlatmaya çalışan şarihlerin ilgisine mazhar olmuştur. Mesnevî’nin tamamına, bir kısmına veya seçme beyitlerine yapılan şerhlerde ilk on sekiz beyte özel bir yer ayrıldığı görülmektedir. Son dönemde yapılan çalışmalar da dâhil olmak üzere, manzum veya mensur olarak kaleme alınan bu şerhlerin hemen hepsi on sekiz beytin şerhiyle başlamaktadır. Mevcut Mesnevî şerhlerindeki temel mantık, beyitte yer alan kelimelerden hareketle tasavvufi kavramların açıklanmasına yöneliktir. Bu tavır, otorite kabul edilen şarihlerin tasavvufi fikirlerinin, çeşitli değişikliklerle sonraki şerhlerde sürdürülmesine zemin hazırlamıştır. Bundan dolayı on sekiz beyit şerhlerinin genelinde bir muhteva benzerliği, ortaklık, hatta tekrarlar göze çarpmaktadır. Her şerhin tek bir şarih tarafından ve tek bir bakış açısıyla kaleme alınması da mevcut şerhler arasındaki bir diğer benzerliktir. Bu çalışmanın mevcut şerhlerden farklılığı, 18 beytin sadece bir tanesini ele alması ve metin şerhinde estetik biliminden faydalanmasıdır. Üçüncü beyit şerhini kapsayan bu çalışma, her beyti bir araştırmacı tarafından şerh edilerek tamamlanması planlanan bir projenin parçası durumundadır. Çalışmanın başında, elde edilebilen Türkçe şerhler incelemiş ve şarihlerin üçüncü beyitle ilgili fikirleri değerlendirilmiştir. Sonrasında bir sanat eseri olarak ele alınan bu metin, estetik biliminin imkânlarından hareketle şerh edilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türk Dili ve Edebiyatı (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 17 Aralık 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 17 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Kasım 2024 |
Kabul Tarihi | 6 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 9 Sayı: "Dinle Neylerden" Mesnevî'nin İlk 18 Beyit Şerhleri Özel Sayısı |