2016 yılında Oxford Sözlüğü tarafından yılın kelimesi seçilen post- truth kavramı, bu tarihten itibaren akademik ve popüler yazında yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Konu hakkındaki önemli tartışmalardan biri de post-truth postmodernite ilişkisi hakkındadır. Özellikle postmodern söylemlerin, başta bilim ve hakikat hakkındaki şüpheci postmodern söylemlerin, post-truth fenomeni üzerinde etkili olup olmadığı ciddi şekilde tartışılmaktadır. Ralp Keyes ve Lee McIntyre gibi bazı yazarlar postmodern söylemlerin post-truth’a yol açtığını iddia edecek kadar iki tarihsel durumu ilişkilendirirken, Truman Chen ve Stuart Sim gibi bu yaklaşımı indirgemecilik ve yanlış bir yorumlama olarak değerlendiren yazarlar da bulunmaktadır. Bu makalede, konu hakkında İngilizce konuşulan dünyada şu ana kadar yapılan çalışmalardan yola çıkılarak, post-truth- postmodernite ilişkisi ele alınmaya çalışılacaktır. Çalışmada bir felsefi ve sanatsal yaklaşım olarak postmodernizmden ziyade bir tarihsel durum olarak postmodernitenin ve ona da yol açan bilimsel/felsefi gelişmelerin post-truth duruma gelinmesinde etkili olduğu gösterilmeye çalışılmaktadır. Böylece çağımızın temel tanımlayıcı kavramı olduğu iddia edilen post-truth durumun entelektüel arka planı ortaya konmuş olacaktır. Ayrıca yeni bir kavram olan post-truth fenomeni hakkında bir literatür bilgisi verilmesi ve bir tanım önerisinin getirilmesi de amaçlanmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2020 |
Submission Date | September 6, 2019 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 36 |
All articles published in the Turkish Review of Communication Studies are licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.