In public service advertisements by the Ministry of Health, “Coronavirus is not Stronger than our
Precautions”, Turkey’s famous TV series characters, Ateş Hekimoğlu and Ali Vefa were starring. It is
significant to see that fictional characters were used instead of real and successful doctors. This preference
indicates that simulation is much more real than “the reality” in the age of hyper-reality. The idea that
messages regarding human life can reach people more easily in the form of representations points out
the existence of a problematic and transcendent universe of simulation. This research approaches this
issue based on Jean Baudrillard’s Simulation Theory and aims to examine the motivation behind this
preference of fictional characters by narrative analysis. The characters are fictionalized as people who
can “achieve the impossible” and “have extraordinary abilities”, thus, their “wizard” identities transform
them into “opinion leaders from representations”. Hence, they easily provide the communication of
information about COVID-19 precautions to the public in a simulation experience. Thus, trust is
formed between society and these characters with miraculous abilities, which is why they are used
in public service advertisements. In sum, this article will conclude that public service advertisements
prefer to narrate fictional doctors rather than actual ones due to the hypothesis that simulation contains
a stronger narrative than real life.
Pandemi sürecinde Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan “Koronavirüs Alacağımız Tedbirlerden
Güçlü Değil” isimli kamu spotlarında, ünlü dizi karakterleri Ateş Hekimoğlu ve Ali Vefa kullanılmıştır.
Gerçek ve başarılı pek çok doktorun aksine, birer temsil olan bu dizi karakterlerinin bakanlık
tarafından kullanılması dikkat çekicidir. Toplumun içinde yaşadığı hiper-gerçeklik döneminde bu
gibi bir uygulamanın tercih edilmesi, simülasyonun gerçekten daha gerçek olduğunu göstermektedir.
Ayrıca insan hayatını ilgilendiren en önemli unsurların bile temsiller aracılığı ile topluma ulaşacağının
düşünülmüş olması hem bir sorunsal, hem de içinde yaşadığımız “aşkın simülasyon evreni”nin kanıtı
gibidir. Çalışma Baudrillard’ın simülasyon kuramı bağlamında bu sorunu ele alarak, öyküsel anlatı
analizi yöntemiyle söz konusu dizi karakterlerinin kamu spotlarında kullanımının arkasında yatan
motivasyonu karakter temsillerinin temel özellikleri doğrultusunda incelemeyi konu edinmektedir. Söz
konusu doktor temsilleri “olmazı olur eden, olağanüstü yetenekli” karakterler olarak görünür olmakta
ve bir tür büyücü gibi “temsilden kanaat önderine” dönüştürülmektedir. Yaratılmış tüm bu doktor
tiplemeleri, simülasyon evreninin bir parçası olup aynı sistem içerisinde yaşamını sürdüren toplum
fertleri tarafından da mucizevi yönleriyle tanınmaktadırlar. Dolayısıyla söz konusu karakterler birer
güven unsuru olarak tanınmaları sebebiyle COVID-19 önlemlerinin anlatıldığı kamu spotlarında bilgi
akışını kolaylaştırmak adına kullanılmışlardır. Özünde birer temsilden ibaret olan dizi karakterleri,
simülasyonun hakikatten daha güçlü bir anlatı barındırdığı varsayılarak kamu spotlarında gerçek
hekimler yerine tercih edilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Communication and Media Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2021 |
Submission Date | October 10, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 37 |
All articles published in the Turkish Review of Communication Studies are licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.