I. Bahadır Giray Han 7 Haziran 1637 tarihinde Osmanlı padişahı IV.
Murad tarafından Kırım hanı olarak tayin edilmiştir. Hanlık yönetimini devralan
yeni han, Kırım'da siyasi otoritesini sağlamlaştırmak amacıyla Nogayların
Mansuroğlu kabilesine karşı büyük bir mücadele başlatmış, bunun sonucunda başta
mirzalar olmakla birlikte mezkûr kabileye mensup çok sayıda kişiyi
öldürtmüştür. Kendisi için tehlike oluşturabilecek Nogayları saf dışı
bıraktıktan sonra Osmanlı padişahının emri üzerine 1637 senesinde Don Kazakları
tarafından işgal edilen Azak'ın geri alınması için hazırlık yapmıştır. Bu
doğrultuda 1638 senesinde, birlikte hareket eden Osmanlı ve Kırım kuvvetleri
Azak'ı geri almak için sefere çıkmalarına rağmen başarılı olamadan dönmek
zorunda kalmışlardır. Osmanlı Devleti'nin toprağı olan ve Kırım'ın güvenliği
için stratejik bir konumda bulunan Azak'ın geri alınması amacıyla Osmanlı ve
Kırım birlikleri daha büyük bir orduyla tekrar sefere çıkarak bir kuşatma
harekâtı başlatmışlardı. Ancak Azak Kalesi müttefik güçler tarafından oldukça
tahrip edilmiş olsa da bazı sebeplerden dolayı muvaffakiyet sağlanılamadan yine
geri dönmek zorunda kalınmıştır. Bu sırada hastalanan Kırım hanı 1641 yılında
vefat ederek Bahçesaray'a defnedilmiştir.
Bu çalışmamızın amacı I. Bahadır Giray Han’ın saltanat dönemini
aydınlatarak onun zamanında Kırım Hanlığı’nın Osmanlı Devleti, Lehistan ve
Rusya ile olan münasebetlerini incelemektir. Mamafih onun siyasi bir figür
olmasının yanı sıra, Kırım edebiyatının güzide örnekleri arasında yer alan
şiirleri dolayısıyla şair kimliğine de vurgu yapılmıştır.
Bahadir Girai Khan was
appointed as the Khan of Crimea by the Ottoman Sultan Murad IV. on 7 June 1637.
Taking over the khanate rule, the new Khan initiated a great campaign against
Mansuroglu tribe of Nogais to consolidate his political power. As a result he
had a lot of people killed, mainly mirzas and people from this tribe. After
eliminating Nogais who might constitute a threat to him, by order of the
Ottoman Sultan he started preparations to reclaim Azov which was occupied by Don
Cossacks in 1637. Although the Ottoman and Crimean troops campaigned together
and started a siege in 1638 in order to take Azov Castle back, they had to
return without succeeding. Ottoman and Crimean troops started another siege
with an even bigger army in order to take back Azov which was within Ottoman
territory and had a strategic location for the security of Crimea; however,
although the allied forces inflicted great damage on the castle, they had to
return without victory once more due to some reasons. Meanwhile Crimean Khan
fell ill, died and was buried in Baghchasaray in 1641. This study aims at
shedding light on the reign of Bahadir Girai Khan I. and investigating the
relations of Crimean Khanate, Ottoman State, Poland, and Russia during this period.
Furthermore, it is emphasized that apart from being a political figure, he was
also a poet whose poems were distinct samples of Crimean literature.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 2 |