By the second half of the twentieth century, avant-garde musicians who were of Western classical music tradition brought new definitions to the domain of composition. The concept of sound which was liberalized from the tradition of music as a result of these new definitions, has transformed itself into a new way of expression in visual/plastic arts. The aim of this study is to define the production field of sound art emerged in the Western art world of the 1960s and to differentiate the concepts of sound and sound art. The artworks that are evaluated in this study will be compared to the ones of John Cage, Pierre Schaffer and Edgard Varése with a specific emphasis on space
Yirminci yüzyılın ikinci yarısıyla birlikte Batı klasik müzik geleneğinden gelen avangart müzisyenler kompozisyon anlamında müzik dünyasına yeni tanımlamalar getirmişlerdir. Bu tanımlamaların bir sonucu olarak müzik geleneğinden özgürleşen ses konsepti görsel/plastik sanatlar alanında da bir ifade biçimine dönüşmüştür. Bu çalışma 1960’lı yıllarda Batı sanat ortamında ortaya çıkan ve günümüzde ses sanatı olarak kabul edilen üretim alanını tanımlayarak müzikteki ses ile ses sanatındaki ses kavramı arasında bir ayırım yapmayı amaçlamaktadır. Çalışmada yer alan ve ses sanatı kapsamında değerlendirilen farklı sanatçılara ait yapıtlar John Cage, Pierre Schaeffer ve Ergard Varése’nin eserleri ile karşılaştırılarak mekan konusuna odaklanılacaktır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 1 Sayı: 1 |