Bu çalışmada, Asya’nın en geniş topraklarına sahip olan Rusların,
Hristiyanlığın Ortodoks mezhebini nasıl ve neden bir üst kimlik haline
getirdiği ve bunu dış politikada Üçüncü Roma söylemiyle birlikte hangi tarihi
arka plan üzerine inşa ettiği irdelenmiştir. Uluslararası ilişkiler disiplininde
Rusya realist paradigmanın en uç örneklerinden biri olsa da Ortodoksluk gerek
çevresine gerek Ortadoğu’ya yaklaşımında dış politikanın en mühim araçlarından
biri olarak adeta soft power şeklinde
kullanılmaktadır. Diğer yandan, SSCB ile birlikte Ortodoksluğun yerini her ne
kadar komünist söylem almış olsa da kilisenin işlerine karışılmamış olması
Sovyet dış politikasında da Ortodoksluğun önemli bir yer teşkil ettiğini
bizlere göstermektedir. Bu bilgiler ışığında bu çalışma, Rusların Üçüncü Roma
ideali ve dünyaya hükmetme isteklerinin Ortodoks üst kimliği olmadan
düşünülemediğini ve Ortodoksluk tarihini bilmenin Rus dış politikasındaki
hamleleri öngörmek için çok önemli olduğunu vurgular.
This study discusses how and why Russia that constitutes the largest part of Asia made Orthodox Christianity its upper identity and on which historical background constructed it as its foreign
policy together with the 3rd Rome rhetoric. Although Russia is one of the extreme examples of the realist paradigm in the international relations discipline, Orthodox Christianity is used as soft
power as one of the most important tools of foreign policy regarding the neighbouring countries and the Middle East. On the other hand, even though communist ideology replaces the former
religious outlook, Orthodox Christianity is an important part of the foreign policy of USSR as well, because it is seen that the state does not interfere with the Church. With this information,
this study shows that it is impossible to think of a 3rd Rome rhetoric and the imagined Russian supremacy in the world without Orthodox Christianity as an upper identity and that knowing the
history of Orthodox Christianity is very crucial to predict the moves in Russian foreign policy.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 24, 2019 |
Acceptance Date | October 17, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 1 Issue: 2 |