Günümüzde devletler arası anlaşmazlıklar yalnızca konvansiyonel araçlarla değil
bilgi teknolojileri ürünleri, sosyal medya, sosyo-psikolojik hassasiyetler ve
bütün savunma-saldırı araçları kaynaklarının çok katmanlı bir şekilde kullanımıyla
ifade edilmektedir. Hibrit tehditler modern çatışma kavramlarının evrimine bir
alternatif olarak dahil oldu. Hibrit savaş kavramı yeni savaş türünü tanımlamak
için kullanılmaktadır. Bu çalışma Hibrit Savaş terimine değinerek, Türkiye’nin
DEAŞ’ın hibrit tehditlerine karşı duruşunu açıklamayı amaçlamaktadır. Çalışmada
DEAŞ’ın Türkiye’ye yönelik tehditlerinin bazı hibrit özellikler içerdiği
savunulmuştur. Bu tehditler karşısında Türkiye’nin duruşu daha sıkı sınır hattı
güvenliğinin ve mülteci gözetleme sisteminin kurularak güçlendirilmesine vurgu
yapılmıştır. Ayrıca, çalışmada Türkiye’nin DEAŞ’ı bertaraf etmek için kurulan
umut vaat eden koalisyon güçlerine dahil olmasına değinilerek önemi
vurgulanmıştır.
Interstate
conflicts are no longer only introduced by conventional means of warfare.
Information technology products, social media, socio-psychological concerns and
multilayered usage of all sources of defense and attack instruments have
changed the warfare agenda. Hybrid threats have joined a developing package of
alternative concepts about the evolving character of modern conflict. By giving
an account of Hybrid Warfare agenda, this paper aims to explain Turkey’s stance
vis-à-vis DAESH’s hybrid threats. It examines the Middle Eastern regional
context with regard to DAESH and hybrid threats. Next, DAESH’s hybrid
characteristics and basic motivations to threat Turkey are studied. Lastly,
Turkey’s stance against DAESH’s hybrid threat is analyzed. It is argued that DAESH’s
threat against Turkey contains some set of hybrid characteristics.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | October 31, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 1 Issue: 2 - Journal of Crises and Political Research "Hybrid Warfare" Special Issue |