2010
yılında Tunus’ta başlayıp, domino etkisiyle Mısır ile Libya’ya yayılan Arap
Baharı, 2011 yılında Suriye’yi de etkilemiş ve bunun sonucunda ülkede bir iç
savaş başlamıştır. Suriye’deki iç savaşın öncesinde bölge siyaseti açısından yeteri
kadar bilinmeyen terör örgütü PKK’nın bir uzantısı olan PYD/YPG, iç savaşla
beraber bölgedeki görünür aktörlerden biri haline gelmiştir. Bunun altında
yatan temel sebep ise PKK/PYD’nin Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’yle
birlikte “DEAŞ’a karşı mücadelesi ve örgütün yenilmezlik mitini yıkması”dır. Bu
noktadan sonra PYD’li militanlar, Suriye’de ABD’nin karadaki yerel
unsurlarından biri olmuştur. Bu makalede, PYD’nin iç savaşta izlediği
stratejiler ve DEAŞ’la yürüttüğü mücadelenin yanı sıra ABD ve Rusya’yla olan
ilişkileri kısaca ele alınmıştır.
The Arab
Spring, which began in Tunisia in 2010 and spread towards Egypt and Libya as a
domino effect, affected Syria in 2011 and as a result a civil war occurred.
PYD/YPG, which is the extension of terrorist organization of PKK, together with
the civil war has become one of the main actors in the region. One of the
reasons is that together with the United States, PKK/PYD has fought against the
Islamic State (DAESH), demolishing its myth of not being defeated. From now on,
the PYD militants have become the local ally of the United State in in Syria.
The article anaiyzes the strategies that PYD followed during the civil war, its
struggle against the Islamic State and its relations with the United States and
Russia.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | October 31, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 1 Issue: 2 - Journal of Crises and Political Research "Hybrid Warfare" Special Issue |