Balkanlar tarihsel olarak geçmişten günümüze ve geleceğe her zaman önem kazanan bir bölge oldu ve olacaktır. Balkanlar tarih boyunca dünyanın en hareketli coğrafyalarından birisidir. Bölgede niceliksel olarak (devletçikler) küçük ve farklı ulusların çokluğu ile dinsel ve kültürel ayrışmaların keskinliği sonucu çatışmalarda yoğun olmuştur. Bu farklılıklar Balkan uluslarını sürekli bir mücadele içine çekmiştir. Balkanlar içinde bulundurduğu dinamikleriyle çevresindeki bölgelere/ülkelere de sirayet etmektedir. Balkanların dil, din ve ırk olarak çoklu çeşitlilik yaşaması, bu topraklar üzerinde şiddetli çarpışmaların, çatışmaların ve savaşların yaşanmasından kaynaklı olması belirleyici olmuştur. Balkanlar için kaos hiçbir dönem eksik olmadı, olmayacakta. Balkanlar gerek kara gerekse deniz jeopolitik gibi teoriler içerisinde de stratejik bir konumda bulunmaktadır. Balkanlar jeopolitik konumu, karmaşık (kozmopolit) etnik yapısı ve küresel güçlerin çekişmelerine sahne olmasından kaynaklanan özellikleri sebebiyle her daim büyük bir öneme haiz olmuştur. Balkan Yarımadasına baktığımızda fazlasıyla stratejiktir; doğusunda Karadeniz, güneyinde Ege ve İyon denizi, Batısında Adriyatik denizi ve kuzeyinde Orta Avrupa olarak vücut bulmaktadır ve lakin Türkiye’deki Trakya bölgesi buna dâhildir. Balkanlar, Soğuk Savaş dönemi boyunca Doğu ile Batı arasında bir tampon bölge niteliği kazanmıştır. Bu bağlamda, devamlı olarak dengelerin bozulup yenilerinin kurulduğu bir yer olmuştur. İkinci Dünya Savaşında Balkanlar kıtada savaşın çarpıcı yanlarını yaşamış ve farklı kimlik siyasetine sahip ülkelerin çoğunluğu bu bölgede bir kıvılcımla dağılmıştır, bu ister istemez Balkanların ‘’Barut Fıçısı’’ denmesinin altında yatan nedendir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Balkanlar da belirgin bir şekilde sınırların değiştiğini ve bazı ülkelerin topraklarının küçüldüğünü bazılarının ise tarihin tozlu sayfalarında yer aldığını görebilmekteyiz. Bu çalışmanın Balkan jeopolitiği ve İkinci Dünya Savaşı sonrası dinamiklerinin bölgede yarattığı boyutlarıyla değerlendirilerek analiz edildiğini ifade etmek yerinde olacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2021 |
Submission Date | August 5, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 1 Issue: 1 |