Abstract
Thomas Edward Lawrence, daha iyi bilinen adıyla Arabistanlı Lawrence, Şarkiyat alanındaki çalışmalarda adı geçen en tartışmalı figürlerden biridir. Bazıları Lawrence’ı Türklere karşı Arapları kışkırtan epik bir kahraman olarak överken, bazıları ise onu savaşta sadece yan bir rol oynayan, benmerkezci bir yalancı olarak yermiştir. Gerek spekülatif temsiller vasıtasıyla tanımlanan popüler bir kahraman olarak, gerekse biyografisini yazan yazarlar tarafından iyi bir şekilde kayıt altına alınmış tarihi bir figür olarak, Lawrence alanda sıra dışı bir üne sahiptir. Bu nedenle, hem destansı ünü ile ilgili hem de detaylı savaş anıları ile ilgili pek çok akademik çalışma yapılmıştır. Bu çalışma, söz konusu destansı kahramanlığın T. E. Lawrence tarafından kendi kitabı olan Seven Pillars of Wisdom’da (1921-2) nasıl anlatıldığını göstermeyi amaçlamaktadır. Kitaba dair detaylı bir edebi analiz yapılarak, Lawrence’ın kendini nasıl romantik bir şövalye olarak yansıtmaya çalıştığı ortaya konulmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda, çalışmada ilk olarak Lawrence’ın aristokratik geçmişi ve Orta Çağ çalışmalarına olan ilgisi ele alınacaktır. Ayrıca, Lawrence’ın Araplarla tanışmasından sonra ortaya çıkan kimlik çatışması yeni bir kahramansı kimlik arayışını göstermek adına detaylı olarak incelenecektir. Daha sonra, Lawrence’ın anlatıcı olarak güvenilirliği tartışmaya açılacaktır. Kitabında geçen bazı kurgusal olayların, kendisini gizemli ve romantik bir kahraman olarak gösterme amacına hizmet etmesi adına Lawrence tarafından nasıl manipüle edildiği ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır.