Kadın hareketi, Sanayi Devrimi, 2. Dünya Savaşı, Soğuk Savaş ve Neoliberalizm dönemlerinde ortaya koyduğu tepkisel değişimle tarihsel gelişimini sürdürmektedir. İçinde bulunduğumuz dijital bilişim ve küreselleşme çağında da yeni bir gelişim deneyimlemektedir. Dijital teknolojilerin yükselişi, internetin yaygınlaşması, sosyal değişimlerin sanal ortamlarda odaklılığına yol açmaktadır. Dolayısıyla sosyal değişim önermeleriyle kadın hak savunucuları da oluşturdukları bloglar, internet siteleri, e-dergiler ile farklı kadın grupları da bu sanal alana girmektedirler. Dijital ortamla karşılaşılan sosyal hareketler, kadın hak savunuculuğunu da farklılaştırmakta; tarihsel feminist hareketlerin ortaya çıkardığı taleplerini ekleyerek farklı kadın kimliklerini ortaya çıkarmaktadır. Son yıllarda kadın hak savunuculuğunun etkilemeye çalıştığı ve doğal olarak da etkilendiği önemli sosyal hareketliliklerden biri de Arap Baharı olarak kabul edilebilir. Ancak gerek Batılılaşma gerekse sekülerleşme deneyimlerine Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden daha önce ulaşan Tunus ve Türkiye, kadın hak savunuculuğunun feminist alternatif medya yayın organlarında kendini göstermesi, bu sosyal hareketliliklere neoliberalizm ve küreselleşme bağlamında yeni kuşak kadın haklarını eklemeye çalışması, geleneksel feminist taleplerini bu sosyal hareketliliğin öncelikleri arasına aldırmayı başarmasıyla öne çıkmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı, özellikle yeni medya ile internetin yeni kamusal alan fonksiyonunun artmasından iyi düzeyde yararlanan bu iki ülke kadın hak savunuculuğunun feminist alternatif medya yayın organları aracılığıyla oluşturduğu yeni kadın kimlikleri bu çalışmada incelenmektedir.
Women’s movement continues the historical development it underwent during the Industrial Revolution, World War II, the Cold War, and the Neoliberal period with reactive changes. It’s also experiencing new developments under the current digital information and globalization era. The rise of digital technologies and the spread of the internet allow social change to occur with the digital environments as its focal points. Accordingly, this digital environment includes the blogs, internet sites, and e-magazines curated by women’s rights activists with propositions of social change. The social movements encountered on the digital environment transform women’s rights advocacy and build upon the historical demands of the women’s movement to bring out new female identities. The Arab Spring can also be considered one of the social movements that the women’s movement tried to influence, and naturally got influenced by, in recent years. Despite, Turkey and Tunisia, the countries that experienced Westernization or secularization before the rest of the Middle East and North Africa, stand out in the self-manifestation women’s right advocacy on alternative media, the attempt at including the new wave of women’s rights to these social movements under the context of neoliberalism and globalization, and successfully allowing the inclusion of traditional feminist demands into the priorities of these social movements. This study explores how these two countries, that especially highly benefit from the emerging new role of the internet as a public sphere, saw women’s rights advocacy creating new female identities using the feminist alternative media platforms.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | May 31, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 7 Issue: 1 |