Araştırma Makalesi
BibTex RIS Kaynak Göster

عصمة النبي برهان الاعتصام به

Yıl 2018, Sayı: 7-8, 327 - 344, 20.12.2018

Öz

         إن الله
اصطفى بشرا من الناس جعلهم رسله، لهداية الخلق ولتنظيم معاشهم. ولكي تتم هذه الوظيفة
المقدسة ابتداء فيجب تحقق شروط ثلاثة:

أولا : أن يُ عرَفوا بين أقوامهم.

ثانيا: أن يكونوا أمناء

ثالثا: أن يقع لهم التسليم والطاعة.

         وينبغي
النظر في الشرطين الأولين على أنهما من طبيعة النبوة وخصوصياتها. في حين يقع الشرط
الثالث
على المخاطبين المرسل
إليهم ذلك النبي ليتحقق الهدف من الرسالة، وبغيرهذا الشرط لا يتم نجاح النبي في
وظيفته. غير أن التسليم والطاعة لا يقعان
لمن كان بشرا مثلهم بسهولة ويسر. ولقد سبق علم الله تعالى بوقوع
هذه الموانع والعقبات التي تعرقل الرسالة،
فلذا أيَّد رسله بالمعجزات ليقع بسببها تصديق الناس للنبي
ومعرفتهم له، وكذلك أيد أنبياءه بالعصمة
من المعاصي، ليتحقق فيهم شرط الأمانة المطلوبة. فالمعجزات
والعصمة لهما وظيفتان مهمتان في النبوة:
فهما من جانب سبب في إخراج الناس من الظلمات إلى النور، ومن
جانب آخر ليقطع الله بهما حجة الناس
عليه يوم القيامة، وتأتي الطاعة والتسليم شرطا أخيرا لنجاح النبوة بعد
التصديق، ومن جانب آخر يجب على النبي
أن يكون ناصحا مخلصا لقومه لا يهتم بمنافعه الشخصية الذاتية،
حتى يقع التسليم والطاعة له بلا جدال.











          إن
العصمة التي هي شرط النبوة تعني أمانته الذاتية والدينية، وكذلك تعني أمانته في تبليغ
الرسالة
المكلف بها فع لا
وقولا، ولقد خص الله تعالى الرسل بالعصمة كي لا تتبدل رسالته أو تتغير على أيدي الأنبياء،
لأنه لو فُرِضَ عدم عصمتهم فذلك الأمر
يشكك في صحة رسالتهم وهذا محال، ولأجل هذه الخصوصية
الفريدة للأنبياء، ينبغي أن يقع لهم
التسليم والإذعان. وسنشرح في مقالتنا هذه: ماهية العصمة، وحدودها،
وكونها أساسا للطاعة، والهدف المرجو
منها، والعلاقة بين العصمة والطاعة.

Kaynakça

  • Celaleddin es-Süyûtî, Tenzihü’l-enbiya an tesfihi’l-ağbiya (nşr. Saîd Muhammed Lehham), Beyrut 1417/1997.
  • Cerrahoğlu, İsmail, “Garanik”, DİA, XIII, 363-364.
  • Cürcânî, Seyyid Şerif, Şerh’ul-Mevâkıf (nşr. M. Ömer ed-Dimyâtî), Beyrut: Darü’l-kütübi’l-ilmiyye, 1433/2012.
  • Cüveynî, İmâmü’l-Haremeyn, el-İrşâd (nşr. M. Yûsuf Mûsâ-Abdülmün’im Abdülhamîd), Kahire 1369/1950.
  • Evkuran, Mehmet, Ahlak, Hakikat ve Kimlik, Ankara: Araştırma, 2013.
  • İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab (nşr. A. Ali el-Kebîr vdğr.), Kahire: Dâru’l-Maârif, ts.
  • Kadı Abdülcebbâr, Şerhu’l-Usûli’l-hamse (trc. ve nşr. İlyas Çelebi), İstanbul: YEK Başkanlığı, 2013.
  • Kadı Abdülcebbâr, el-Muğni fî ebvâbi’t-tevhîdi ve’l-adl, Kahire 1385/1965.
  • Kâşifü’l-Ğitâ, M. Hüseyin Âl, Aslu’ş-Şiâ ve Usûlühâ (nşr. Dâru’l-Usûl), Beyrut 1410/1990.
  • Mehmet Bulut, Ehli sünnet ve Şia'da İsmet İnancı, İstanbul 1991.
  • Murtaza,Ebü'l-Kâsım Alemülhüda Ali b. Hüseyin Şerif, Tenzihü'l-enbiyâ, Beyrut 1988.
  • Mutrifi, Uveyd b. İyâd,Âyâtu itâbi'l-Mustafa fî dav'i'l-ismeti ve'l-ictihâd, Kahire:Dârü'l-Fikri'l-Arabi, ts.
  • Nesefî, Ebü’l-Muîn, Tabsiratü’l-edille (nşr. H. Atay-Ş.A. Düzgün), Ankara: DİB, 2003.
  • Razî, Fahreddin, İsmetü’l-enbiyâ, Beyrut 1409/1988.
  • Sâbûnî Nureddîn, el-Bidâye fî Usûliddîn (nşr. Bekir Topaloğlu), Ankara: DİB, 2005.
  • Tehânevî, Muhammed b. Âlâ, Keşşafu ıstılahâti fünûni ve’l-ulûm, Beyrut 1996.
  • Topaloğlu, Bekir-Çelebi, İlyas, Kelâm Terimleri Sözlüğü (KTS), İstanbul 2010.

The Issue of Ismah as the Ground of Obedience to the Prophet

Yıl 2018, Sayı: 7-8, 327 - 344, 20.12.2018

Öz

            Prophets are
individuals who are chosen by Allah from among groups of people to guide them
in their quest to put their lives in good order in their search of the true
path. In order for prophets to function, they need to be well known and
reliable in the performance of their duties, and have the trust of the people.
Their recognition and trust are matters directly related to the nature of the
work and the personality as a prophet. On the other hand, obedience is an
expectation of a prophet’s subjects in order to realize the purpose of the prophecy.
However, it is not always easy for people to unconditionally submit to and obey
another person who is just like them. On the other hand, lack of submission and
obedience would make achieving the purpose of prophecy impossible . Therefore
Allah, having created and proffered the means of prophecy in order to overcome
such obstacles, supported His prophets with miracles so they would become well
known and further bestowed the trait of ismah on them so they would become
reliable. Miracles and ismah are the foundations in the capacity of a prophet
to transform their ummah, and they also prevent ummah from abstaining from
their cause. Obedience constitutes the prerequisite for ummah so they can be
transformed in the correct way. In order for the ummah’s obedience to be
justified, the prophet’s claim of prophecy must be sincere and they must keep
their sentiments separate from their duty.



            The fact
that a person, who is tasked with prophecy, has also been bestowed with the virtue
of ismah is proof that the person is able to practice and convey the religion
of Allah, orally and verbally, which is the duty with which they have been
entrusted. The fact that Allah has made a prophet innocent means that the
prophet will not make any sacrifice other than as intended by Allah, who is the
true owner of religion. This virtue, which no one else may have, was deemed to
be the reason why people must obey the prophet. This article studies ismah’s
nature, limits, its capacity to become the foundation for obedience and the corresponding
vision of obedience to the innocent prophet, and also examines the connection between
ismah and obedience.

Kaynakça

  • Celaleddin es-Süyûtî, Tenzihü’l-enbiya an tesfihi’l-ağbiya (nşr. Saîd Muhammed Lehham), Beyrut 1417/1997.
  • Cerrahoğlu, İsmail, “Garanik”, DİA, XIII, 363-364.
  • Cürcânî, Seyyid Şerif, Şerh’ul-Mevâkıf (nşr. M. Ömer ed-Dimyâtî), Beyrut: Darü’l-kütübi’l-ilmiyye, 1433/2012.
  • Cüveynî, İmâmü’l-Haremeyn, el-İrşâd (nşr. M. Yûsuf Mûsâ-Abdülmün’im Abdülhamîd), Kahire 1369/1950.
  • Evkuran, Mehmet, Ahlak, Hakikat ve Kimlik, Ankara: Araştırma, 2013.
  • İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab (nşr. A. Ali el-Kebîr vdğr.), Kahire: Dâru’l-Maârif, ts.
  • Kadı Abdülcebbâr, Şerhu’l-Usûli’l-hamse (trc. ve nşr. İlyas Çelebi), İstanbul: YEK Başkanlığı, 2013.
  • Kadı Abdülcebbâr, el-Muğni fî ebvâbi’t-tevhîdi ve’l-adl, Kahire 1385/1965.
  • Kâşifü’l-Ğitâ, M. Hüseyin Âl, Aslu’ş-Şiâ ve Usûlühâ (nşr. Dâru’l-Usûl), Beyrut 1410/1990.
  • Mehmet Bulut, Ehli sünnet ve Şia'da İsmet İnancı, İstanbul 1991.
  • Murtaza,Ebü'l-Kâsım Alemülhüda Ali b. Hüseyin Şerif, Tenzihü'l-enbiyâ, Beyrut 1988.
  • Mutrifi, Uveyd b. İyâd,Âyâtu itâbi'l-Mustafa fî dav'i'l-ismeti ve'l-ictihâd, Kahire:Dârü'l-Fikri'l-Arabi, ts.
  • Nesefî, Ebü’l-Muîn, Tabsiratü’l-edille (nşr. H. Atay-Ş.A. Düzgün), Ankara: DİB, 2003.
  • Razî, Fahreddin, İsmetü’l-enbiyâ, Beyrut 1409/1988.
  • Sâbûnî Nureddîn, el-Bidâye fî Usûliddîn (nşr. Bekir Topaloğlu), Ankara: DİB, 2005.
  • Tehânevî, Muhammed b. Âlâ, Keşşafu ıstılahâti fünûni ve’l-ulûm, Beyrut 1996.
  • Topaloğlu, Bekir-Çelebi, İlyas, Kelâm Terimleri Sözlüğü (KTS), İstanbul 2010.

Peygamber’e İtaatin Dayanağı Olarak İsmet Meselesi / The Issue of Ismah as the Ground of Obedience to the Prophet / عصمة النبي برهان الاعتصام به

Yıl 2018, Sayı: 7-8, 327 - 344, 20.12.2018

Öz

    Peygamberler, insanların hidâyeti
bulmaları ve bu doğrultuda hayatlarını düzenlemeleri için, Allah tarafından
kendileri arasından seçilen ve yine kendilerine gönderilen şahsiyetlerdir.
Peygamberlerin işlevlerini yerine getirmeleri için, öncelikle tanınmaları, daha
sonra görevleri konusunda güvenilir olmaları ve kendilerine itaat edilmeleri
gerekir. Tanınmaları ve güvenilir olmaları, işin tâbiatının gereği ve peygamber
olan şahsiyetle ilgili hususlardır. İtaat edilmeleri ise, peygamberlikle
amaçlanan hedefin gerçekleşmesi için, peygamberin muhatabı olan kitleyle ilgili
bir tercihtir. Ne var ki insanların kendileri gibi başka bir insana kayıtsız
şartsız teslim olmaları ve ona itaat etmeleri her zaman kolay değildir. Diğer
yandan teslimiyet ve itaat söz konusu olmadığı takdirde de peygamberlikten
beklenen neticenin elde edilmesi mümkün değildir. İşte bu engelleri aşmak için
peygamberliği bir yöntem olarak belirleyip tercih eden Yüce Allah,  peygamberlerin tanınmaları için onları mûcize
ile desteklemiş, kendilerine güvenilmesi için de onları ismet sıfatıyla
donatmıştır. Bu iki husus peygamberin ümmetini dönüştürme kapasitesini
oluşturmakta ve ümmetin aksine mazeret göstermesini engellemektedir. İtaat ise,
ümmetin istenilen yönde dönüşmesi için, başlangıçta sahip olması gereken ön
şartı teşkil etmektedir. Ümmetin itaatinin meşru bir zeminde olması için,
peygamberin peygamberlik iddiasında samimi olması ve bu görevine şahsi hiçbir
kaygısını karıştırmaması gerekir.



    Peygamberlik göreviyle görevlendirilen
zâtın, ismet sıfatıyla donatılmış olması, onun görevlendirildiği konu olan
Allah’ın dinini yaşama ve bunu hem sözlü olarak hem de fiili olarak tebliğ etme
konusunda güvenilirliğini ifade etmektedir. Allah’ın onu mâsûm kılması, onun
dinî konularda dinin gerçek sahibi olan Allah’ın iradesinin aksine herhangi bir
tasarrufta bulunmayacağı anlamına gelmektedir. İşte başka hiçbir insanda
bulunmayan bu özellik nedeniyle peygambere itaat etmek gerekli görülmüştür. Bu
makalemizde ismetin mahiyeti, sınırları, itaatin kaynağı olma kapasitesi ve
buna bağlı olarak gerçekleşmesi beklenen, mâsûm olan peygambere itaat üzerinde
durulacak, ismet ile itaat arasındaki bağlantı irdelenmeye çalışılacaktır.

Kaynakça

  • Celaleddin es-Süyûtî, Tenzihü’l-enbiya an tesfihi’l-ağbiya (nşr. Saîd Muhammed Lehham), Beyrut 1417/1997.
  • Cerrahoğlu, İsmail, “Garanik”, DİA, XIII, 363-364.
  • Cürcânî, Seyyid Şerif, Şerh’ul-Mevâkıf (nşr. M. Ömer ed-Dimyâtî), Beyrut: Darü’l-kütübi’l-ilmiyye, 1433/2012.
  • Cüveynî, İmâmü’l-Haremeyn, el-İrşâd (nşr. M. Yûsuf Mûsâ-Abdülmün’im Abdülhamîd), Kahire 1369/1950.
  • Evkuran, Mehmet, Ahlak, Hakikat ve Kimlik, Ankara: Araştırma, 2013.
  • İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab (nşr. A. Ali el-Kebîr vdğr.), Kahire: Dâru’l-Maârif, ts.
  • Kadı Abdülcebbâr, Şerhu’l-Usûli’l-hamse (trc. ve nşr. İlyas Çelebi), İstanbul: YEK Başkanlığı, 2013.
  • Kadı Abdülcebbâr, el-Muğni fî ebvâbi’t-tevhîdi ve’l-adl, Kahire 1385/1965.
  • Kâşifü’l-Ğitâ, M. Hüseyin Âl, Aslu’ş-Şiâ ve Usûlühâ (nşr. Dâru’l-Usûl), Beyrut 1410/1990.
  • Mehmet Bulut, Ehli sünnet ve Şia'da İsmet İnancı, İstanbul 1991.
  • Murtaza,Ebü'l-Kâsım Alemülhüda Ali b. Hüseyin Şerif, Tenzihü'l-enbiyâ, Beyrut 1988.
  • Mutrifi, Uveyd b. İyâd,Âyâtu itâbi'l-Mustafa fî dav'i'l-ismeti ve'l-ictihâd, Kahire:Dârü'l-Fikri'l-Arabi, ts.
  • Nesefî, Ebü’l-Muîn, Tabsiratü’l-edille (nşr. H. Atay-Ş.A. Düzgün), Ankara: DİB, 2003.
  • Razî, Fahreddin, İsmetü’l-enbiyâ, Beyrut 1409/1988.
  • Sâbûnî Nureddîn, el-Bidâye fî Usûliddîn (nşr. Bekir Topaloğlu), Ankara: DİB, 2005.
  • Tehânevî, Muhammed b. Âlâ, Keşşafu ıstılahâti fünûni ve’l-ulûm, Beyrut 1996.
  • Topaloğlu, Bekir-Çelebi, İlyas, Kelâm Terimleri Sözlüğü (KTS), İstanbul 2010.
Toplam 17 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Türkçe
Bölüm MAKALELER
Yazarlar

Mahmut Çınar

Yayımlanma Tarihi 20 Aralık 2018
Yayımlandığı Sayı Yıl 2018 Sayı: 7-8

Kaynak Göster

ISNAD Çınar, Mahmut. “Peygamber’e İtaatin Dayanağı Olarak İsmet Meselesi / The Issue of Ismah As the Ground of Obedience to the Prophet / عصمة النبي برهان الاعتصام به”. İlahiyat Akademi 7-8 (Aralık 2018), 327-344.

İlahiyat Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.