Aruz Arapça bir kelimedir. Araplarda bir bilim dalı olarak gelişmiştir. Kısa ve öz ifadesiyle şiirde heceleri saymak; daha doğrusu ölçmek için kullanılmaktadır. İslâm öncesi Arap edebiyatı cahiliye döneminde çok geliştiği için; “aruz”un gelişimi ve şiirde uygulanması cahiliye devrinde de söz konusudur. Arapça ve Farsça kelimeleri şiirde kullanabilecek yetenekte olan şairlerin kaleminden aruz kalıpları da kolaylıkla uygulanmaya başlanmıştır. Aruz, Türk şiirinin en uzun soluklu döneminde (Dîvân şiirinde) kullanılmış; Dîvân şiirinin unutulmaya yüz tuttuğu zamanlarda da popülerliğini yitirmeye başlamıştır. Kültü-rümüzün olmazsa olmaz ölçüsü biçimine gelen aruzu, İstiklal Marşı’nın ölçüsü olarak da görmekteyiz. Klasik Arap ve Fars şiirinde olduğu gibi; Türk şiirinin de hesaplama sistemi biçimine gelen ve başarıyla uygulanan “aruz” Türk şiirinin tek hesap-lama sistemi değildir elbette. Türk şiirine özgü bir hesaplama ölçüsü hece ölçüsüdür. Hece ölçüsü, Türk şiirinin başlangıcın-dan itibaren kullanılmaktadır. Hece ölçüsü ile dîvân şairlerinden Nedîm koşma yazmıştır. Manastırlı Fâik’in tarafımızdan incelenen “Türkçe Aruz” eseri, aruzu alışılageldiği gibi Arap edebiyatı kaynaklı şiir ölçüsü olarak değil; Türk şiirinin millî ölçüsü olan hece ölçüsü karşılığında kullanmıştır. Çalışmada, Manastırlı Fâik’in “Türkçe Aruz” eserinde Osmanlı Türkçesi harflerinden Latin harflerine aktarılmış olarak verildi.
Konular | Sanat ve Edebiyat |
---|---|
Bölüm | Edebiyat |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2017 |
Gönderilme Tarihi | 24 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Sayı: 3 |