@article{article_1071321, title={TARİHİ HALKEVLERİNİN YENİDEN İŞLEVLENDİRME KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ}, journal={Erciyes Akademi}, volume={36}, pages={487–518}, year={2022}, DOI={10.48070/erciyesakademi.1071321}, author={Fıçıcıoğlu, Şennur and Halaç, Hicran Hanım}, keywords={Halkevi, Koruma, Restorasyon, Yeniden İşlevlendirme}, abstract={<div style="text-align:justify;">Halkevleri, kuruldukları dönemde içerdiği 9 kol sayesinde şehirlerin kültür, sanat ve gelişim yuvası olmuştur. Halkı eğitmesi ve geliştirmesi beklenen bu oluşumların bünyesinde gerçekleştirdiği etkinlikler için yapıların bazı özelliklere sahip olması ve bu amaçla tasarlanması gerekmektedir. Bu sebeple halkevleri olarak tasarlanmış yapılar, yapıldıkları dönem itibariyle Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarisini temsil etmektedir. Tarihte önemli bir işleve sahip olmaları, belli bir döneme tanıklık etmeleri sebebiyle korunmaları gerekmektedir. Bu çalışma kapsamında korumanın bir parçası olan işlev değişikliği, halkevleri üzerinden incelenmiştir. Halkevlerine verilen yeni işlevlerin kente nasıl adapte olduğu ve çevre yapıların işlevleriyle kurduğu ilişkiler araştırılmıştır. Yapının işlev değişikliğine sağladığı uyum; yapıda var olan mekanların günümüz kullanım durumları ve hacim değişiklikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. İlk dönem halkevleri 1932 yılında ilk olarak 14 ilde, daha sonra ek olarak 20 ilde toplam 34 halkevi olacak şekilde açılmıştır. 34 halkevinden 12’si günümüze kadar farklı işlevlerle kullanılmıştır ve makalenin kapsamını oluşturmaktadır. Çalışmanın yöntemi; arşiv belgeleri, haber kaynakları ve bilimsel araştırmalar taranarak halkevlerinin geçmiş ve günümüz durum bilgileri tablo halinde sunulacak şekilde belirlenmiştir. Yapının kurulduğu dönemde içerdiği mekânsal organizasyona ne kadar bağlı kalabildiği ve bunun hacimsel yansımaları, yapının özgün niteliğini etkilemektedir. Yeni işlev bu kriterlerle birlikte yapının bağlam özellikleri de dikkate alınarak verilmelidir. Halkevlerinin yeni işlevleri bu doğrultuda tartışılmış ve değerlendirilmiştir. Kentle kurduğu ilişkiler değişkenlik gösterse de yapıların özgün mekânsal kurgularının değiştiği tespit edilmiştir. Verilen yeni işlevlerin ihtiyaç duyduğu programları sağlamak için yapının özgün değerini değiştirmek hatalı bir yaklaşımdır. Korumak için yeniden işlevlendirme yaklaşımına ters düşen bu uygulamalar çalışma içerisinde detaylı incelenmiştir. </div>}, number={2}, publisher={Erciyes Üniversitesi}