@article{article_1283765, title={John Hick’e Göre Tecrübenin Epistemolojik Değeri}, journal={Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi}, volume={12}, pages={381–413}, year={2023}, DOI={10.53683/gifad.1283765}, author={Tanrıverdi, Hasan and Kar, Sait}, keywords={Din Felsefesi, John Hick, İnanç, Olarak Tecrübe Etme, Vahiy}, abstract={Objektif bilginin imkânı, bize böyle bir bilgiyi sağlayan yetimizin hangisi olduğu, bilgi edinim sürecinde tecrübenin yerinin ve rolünün ne olduğu sorusuyla ilgili tartışmalar Antik Yunan felsefesine kadar gerilere gitmektedir. Rasyonalistler duyusal algıların aldatıcı olduğunu, objektif bilgiye duyusal verilere açıklık kazandıran düşünceyle ulaşıldığını iddia etmektedirler. Empiristler ise objektif bilginin tecrübeyle elde edildiğini, düşüncenin fonksiyonunun duyumlarla gelen verileri birleştirmek ve ayırmaktan ibaret olduğunu savunmaktadır. Rasyonalistlere göre akıl ve düşünceyle Tanrı’nın varlığının, ruhun ölümsüzlüğünün kesin bir şekilde temellendirilmesi, yani metafizik mümkün görülerken empiristler ise bu konudaki kuşkularını dile getirmişlerdir. 19. yüzyılın sonralarına doğru Mantıkçı Pozitivistlerin anlamlılık ve rasyonelliği olgusal olana indirgemeleri sonucu, metafiziksel önermelerin irrasyonel olduğunu dile getirilmeye başlanmıştır. Yani “Tanrı vardır ya da Tanrı insanları sever” şeklindeki önermelerin doğrulanma imkânı olmadığından anlamsız sayılmıştır. Mantıkçı pozitivistlerin bu iddialarını eleştiren Hick doğrulama ilkesinin teistik önermelere uygulanma imkanını ele almış ve Tanrı kavramı başta olmak üzere metafiziksel kavramların olgusal bir boyuta sahip olup olmadıklarını ortaya koymaya çalışmıştır. Tanrı’ya olan inancın rasyonel olduğunu savunan Hick, dinî tecrübeyi, Tanrı’nın huzurunda olma deneyimini, bunun haklı çıkarımı olarak görmektedir. Bu da dinî tecrübenin epistemolojik değeri sorununu gündeme getirmektedir.}, number={24}, publisher={Gümüşhane Üniversitesi}