@article{article_1306417, title={EKONOMİK İNSAN VE EKONOMİNİN SİYASETİ: EKONOMİ İLE SİYASETİN İLİŞKİSİ}, journal={Düşünce Dünyasında Türkiz}, volume={13}, pages={125–150}, year={2022}, author={Baltacı, Nuri}, keywords={Ekonomi-Siyaset İlişkisi, Ekonomik Etik, Ekonomi Politikası}, abstract={Ekonomi bir bilim dalı olarak birçok disiplin ile bağlantılı olarak incelenen bir alandır. Temel inceleme alanı olarak insan ve insanın çeşitli güdüler altında nasıl davrandığını ve bu davranışların sonucunu tahmin etme çalışmalarını kapsar. Temel olarak varmak istediği nokta ise insan ihtiyaçlarının kıt kaynaklardan en etkin ve verimli bir şekilde karşılanmasıdır. Bu amaç doğrultusunda iktisadi yaklaşımlar bu kıt kaynakların kullanımı ile çeşitli kıstaslar geliştirmişlerdir. Ekonominin temel kurum ve işleyişlerinin yanında ekonomik aktör ve kurumların ekonomiyi yönetmek için kullanılması yaklaşımı ise merkantilist döneme kadar gitmektedir. Değerli metallerin ülke zenginliğini gösterdiğinin kabul edildiği 16. yüzyılda ülkelerin ellerindeki kıymetli metallerin artması ve kıymetli metal biriktirmek için yarıştığı yıllardır. Bu amaçla devletler de politik olarak dış ticarette müdahaleci bir anlayış benimsemişler ve ülkelerden kıymetli maden çıkışının engellenmesi amacı ile ithalatta kısıtlayıcı, ihracatta destekleyici müdahaleci devlet politikaları takip etmişlerdir. İktisadın bağımsız bir bilim olarak incelendiği dönemlerden 1929 ekonomik krizine kadar geçen yaklaşık 150 yıllık dönemde ise devlet müdahaleciliğinin ekonomik sorunların temeli olarak gören klasik iktisadi akım egemen olmuştur. Bu dönemde genel olarak ekonominin kendi kurum ve doğal işleyişine çok fazla müdahil olmamışlar ve teorik olarak siyaset ve ekonomi ilişkisinin zayıf olduğu dönemler olarak kabul edilmiştir. Ekonomideki iç dinamiklerin ekonomik dengeyi her zaman garanti edeceğine inanılmış ve siyasî iktisada şiddetle karşı çıkmışlarıdır. 1929 krizi ise devletin siyasî olarak ekonominin önemli bir aktörü olduğu dönem olarak bilinmektedir. Devlet siyasal aktörler ve iktisat politikaları aracılığı ile ekonomiye müdahale etmekte, ekonomi politikalarına yön vermekte, ekonomik aktiviteleri siyasal kararlar ile belirlemeye çalışmaktadır. Özellikle devletin ekonomiye müdahalesi ile ekonomik krizden çıkış yolu olarak görülmesinden sonra salt ekonomik hedefler için değil siyasî amaçlara ulaşmak için de ekonomi politikalarının kullanılmaya başladığı görülmektedir. Siyasî ekonomik kararların maliyetleri ile birçok ülke kamu borç stokuna bağlı olarak ekonomik krizler yaşamıştır. Literatüre kamu borç stoku kaynaklı ekonomik krizler olarak geçmiştir. Siyasetin ekonomiye müdahalesi halen tartışılan ve ana akım iktisat içerisinde güncelliğini koruyan bir konu olmaya devam etmektedir. Bu çalışmada temel olarak ekonomi kavramı, ekonomik aktörler ve bu aktörlerin karşı karşıya geldiği piyasa kavramları üzerinde açıklamalar yapılarak, ekonomi ve siyaset ilişkisi irdelenmeye çalışılacaktır. Çalışma teorik ve pratik örnekler yardımı ile siyasetin, bireyin ve firmaların amaçlarını gerçekleştirmek için nasıl bir yol izlediklerini ve bu tercihlerin sonuçlarını iktisadi bakış açısı ile inceleyecektir. Ekonominin siyaseti ile siyasetin ekonomisi farklı bakış açısı ile teorik kavramlar üzerinden tartışılacaktır}, number={61}, publisher={Türk Akademisi Siyasi Sosyal Stratejik Araştırmalar Vakfı}