@article{article_1315822, title={HAYVANSAL GIDALARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ VE ÇEVREYE OLAN ETKİSİ}, journal={İstanbul Rumeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi}, volume={2}, pages={82–94}, year={2023}, author={Dodurka, Hazim Tamer and Özmen, Hüseyin Fevzi and Çetin, Ömer}, keywords={hayvansal gıda, hayvansal atık, sürdürülebilirlik, çevre kirliliği, biyogaz}, abstract={Hayvansal gıdalar kaliteli proteinleri ve dünya çapında eksikliği görülen birçok mikro besin ögesini biyoyararlılığı yüksek formlarda içeren ve özellikle bebeklik, çocukluk, adolesan çağ, gebelik ve laktasyon gibi hassas yaşam evrelerinde tüketimi daha da önem kazanan bir besin grubudur. Dünya nüfusunun artması, hayvancılık teknolojilerinin ilerlemesi, ekonomilerin büyümesi ve hayvansal gıdalara olan talebin artması, küresel olarak hayvansal gıda üretimini artırmıştır. Bu artış, beraberinde bazı iklim ve çevre sorunlarını da getirmektedir. Hayvansal kaynaklı gıda üretimi sonucu havaya karbondioksit (CO2), metan (CH4) ve nitröz oksiti (N2O) içeren sera gazı emisyonlarıyla birlikte hidrojen sülfür (H2S) ve amonyak (NH3) gibi gaz emisyonları salınmakta, kötü kokular açığa çıkmakta ve hava kirliliği meydana gelmektedir. Ayrıca üretimin yoğunlaşması sonucu fazla miktarlarda ortaya çıkan ve uygun bir atık yönetim prosedürü uygulanmayan hayvansal atıklar, içeriğindeki çeşitli ağır metal, hormon, antibiyotik, besin ögeleri (özellikle azot ve fosfor) ve patojen mikroorganizmalarla birlikte toprak ve su kirliliğine neden olmaktadır. Bu madde ve organizmalar insanlara geçtiğinde çeşitli sağlık sorunları ve hastalıklara sebebiyet vermektedir. Hayvancılığın diğer etkileri arasında geniş arazi ve fazla miktarda enerji ve su kullanımı vardır. Ormanlık alanlar hayvanların otlatılması için meralara dönüştürülmekte, yem bitkisi yetiştirmek amacıyla ekim için araziye ihtiyaç duyulmaktadır. Su kaynaklarının günden güne artan kullanımı ise, su kıtlığına zemin hazırlamaktadır. Bu etkilerin bir sonucu olarak habitat tahribatı ve biyoçeşitlilik kaybı meydana gelmektedir. Hayvancılığa ek olarak, iklim değişikliği ve çevre kirliliğine neden olan diğer bir sektör ise enerjidir. Petrol, doğalgaz ve kömür gibi fosil yakıtlar küresel olarak birincil enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Ancak bu yakıtlar yenilenebilir olmayıp aynı zamanda çevre dostu değildir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından birisi olan biyokütle enerjisinin, fosil yakıtlara göre sera gazı emisyonlarını ve kirlilik risklerini azalttığı belirtilmektedir. Biyokütle kaynaklarından birisi olan hayvansal atıklardan, anaerobik çürütme yoluyla biyogaz üretilebilmektedir. Dünya’da ve Türkiye’de biyokütle dönüştürme yoluyla biyogaz üreten tesis sayısının artırılması, enerji talebinin karşılanması adına çevre dostu bir katkı sunacaktır.}, number={1}, publisher={İstanbul Rumeli Üniversitesi}