@article{article_1462062, title={ANTİK BİR TÜRK ŞEHRİ: HERÂT VE TARİHİ DOKUSU}, journal={Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi}, pages={191–204}, year={2024}, DOI={10.53718/gttad.1462062}, author={Çerkezoğlu, Semra}, keywords={Herât, Mimari, Siyasi, Kültürel, İlmi}, abstract={Türkler geçmiş zaman yolculuğu içinde dünyanın birçok bölgesinde büyük ve görkemli devletler kurdu. Bu nedenle Türk tarihi tek bir coğrafyayı kapsamamakta ve Türkiye dışı Türk tarihi araştırmaları önem arz etmektedir. Günümüz Afganistan coğrafyasının kuzeybatısını kapsayan Herât bölgesi de bu coğrafyalardan biridir. Tarih boyunca Herât, doğu ve batı yollarını birbirine bağlayan güzergah üzerinde ticaret ve istila yollarının kilit noktası, Batı krallıklarının da bir parçası oldu. İran ve Türkistan yollarına hakim olması, Afganistan sıradağları arasında yer alan stratejik konumu nedeniyle sürekli askeri üs olarak kullanıldı. Perslerin atası II. Kyros döneminde Herât bölgesi Pers idaresi altına girdi. Büyük İskender Pers İmparatorluğu’nun son hükümdarı III. Darius üzerine büyük bir sefer düzenledi. Gaugamela Zaferi ile Perslerin yüzyıllarca hüküm topraklar, Yunan hakimiyetine geçti. Yunan hakimiyeti döneminde yaklaşık son iki yüzyıl boyunca bölgeye Kuşanlar yayılmaya başladı. Bu süreçte farklı işgalci kavimler, İskitler ve Yunan prensliklerinin bir arada yaşadığı bilinmektedir. Kuşanlar, günümüz Afganistan topraklarında rakip devletleri etkisiz hale getirerek, bölgenin süper gücü oldu. 5.yüzyılın sonlarına doğru Halaç Türklerinden oluşan Akhunlar bölgeyi istila etmeye başladı. Akhunlar Devleti’nin bölgede hakimiyeti yaklaşık bir yüzyıl sürdü. Hz. Osman döneminde bölgede İslamiyet’i yayma çalışmaları başladı. Hz. Ömer, İran’ı fetih ettikten sonra Herât bölgesine yöneldi. İslam orduları sert mücadeleler verdikten sonra Herât bölgesini ele geçirdi. 7. Yüzyılın sonlarına doğru İslamiyet bölgede süper güce dönüştü. İslamiyet’ten sonra bölgede Tâhirîler, Saffârîler ve Samaniler hâkimiyet kurdu. Sâmânîlerin Horasan’a vali olarak gönderdikleri Gazneli Sebük Tegin’le beraber Türk-İslam hâkimiyeti devri başladı. Doğu ve Batı’nın kültürel birikimini bir arada barındıran Herât, İslamiyet öncesi ve İslamiyet sonrası dönemlerde önemli sanat, kültür ilim ve ekonomi merkezlerinden biriydi. Tarih boyunca birçok Türk devletine başkentlik yapan Herât, İslamiyet’ten sonra Sâmâniler, Gazneliler, Selçuklular, Gurlular ve Moğolların egemenliği altına girdi. Türk-İslam döneminde Herât bölgesi İslam dini öğretilerinin ve Türk- İslam ilim, bilim ve sanatının en iyi temsil edildiği toprakları teşkil etti. Türk tarihine damgasını vuran Timur’un Herât’ta idareyi ele almasıyla birlikte şehir büyük imar ve sanat faaliyetlerine sahne oldu. Timur’un ölümünün ardından bölgede sırasıyla Özbekler, Safeviler, Bâbürlüler ve Abdâlîler hakimiyet kurdu. Orta Çağ’ın en önemli ticari ve ekonomi merkezlerinden biri olan Herât’ ta çeşitli zanaat dalları, madencilik ve el sanatları küçük atölyelerde gerçekleşmekteydi. Üretilen ürünler İpek Yolu güzergahıyla farklı bölgelere sevk edilmekte, bölgeden geçen İpek Yolu hareketli bir ticari potonsiyel oluşturmaktaydı. İktisadi ve kültürel bakımından Herât, Orta Asya’nın en önemli medeniyet merkezlerinden biriydi. Siyasi bakımdan oldukça farklı parlak geçen Türk-İslam hakimiyeti dönemi ilim, bilim ve sanat bakımından da oldukça parlak geçti. Türk-İslam hükümdarları ilim adamlarını saray çevresinde toplayarak, himaye etti. Büyük Selçuklular döneminde Vezir Nizamûlmülk tarafından kurulan Nizamiye Medreselerinde dini ilimlerin yanı sıra pozitif ilimlerde okutuldu. Bu çalışmada tarihi dönemlerin başlangıcından 1747 yılına kadar olan zaman dilim esas alınarak; Türk-İslam, Türk-Moğol devletlerinin Herât bölgesinde hakimiyet kurmaları, dönemin mimari eserleri, bölgenin ekonomik yapısı, ilim ve ilim çalışmalarının dünya medeniyetine katkısı kaleme alınmıştır.}, number={PROF. DR. EŞREF BUHARALI ÖZEL SAYISI}, publisher={Özgür TÜRKER}