@article{article_1514235, title={Esbâb-ı Nüzûl’de Hz. Ali}, journal={Harran İlahiyat Dergisi}, pages={204–226}, year={2025}, DOI={10.30623/hij.1514235}, author={Gündüz, Ahmet}, keywords={Tefsir, Kur’ân, Âyet, Rivâyet, Sebeb-i Nüzûl, Hz. Ali}, abstract={Hz. Ali daha küçük yaştan itibaren iman etmiş ve vahyin nâzil olduğu Allah Resûlü’nün (s.a.s) yanında büyümüştür. Bu durum, vahyin başlangıcından Resûlüllah’ın (s.a.s) vefat edip vahyin kesilmesine kadar sürecin bütün dönemlerine şahit olmasına imkân sağlamıştır. O cesaret, ilim, infak etme vb. birçok güzel meziyetle bezenmiştir. Buna Ehl-i beyt’ten oluşu ve Allah Resûlü’ne (s.a.s) damat oluşu da eklenince zamanı geldiğinde Müslümanların dördüncü halifesi olarak seçilmiş ve böylece Müslümanlar arasında çok önemli bir yere sahip olmuştur. Bu konumda olan bir şahsiyet üzerine tefsir, hadis, tarih, akâid, mezhepler tarihi, hitabet alanlarında birçok çalışma yapılmıştır. Ancak esbâb-ı nüzûl çerçevesinde bir çalışma tespit edilememiştir. Mevzunun bu bakımdan aydınlatılması, onun nüzûl sürecindeki yerini ve etkinliğini ortaya koyması bakımından son derece önemli ve özgün bir araştırmadır. Ayrıca aşare-i mübbeşşereden oluşu ile halife oluşunun Kur’ân bağlamında bir dayanağı olup olmadığını ortaya koyacaktır. Bu vesileyle, sahasında en eski kaynak olan Vâhidî’nin Esbâb-ı nüzûl adlı eserinde Hz. Ali’nin adının geçtiği rivâyetler derlenmiştir. Bu rivayetler içerisinde Hz. Ali’nin adı hem senet zincirinde hem de metinlerde geçmektedir. Odak nokta Hz. Ali vesilesi ile nâzil olan ayetleri tespit etmek ve bunun üzerinden bir sonuca ulaşmak olduğu için sadece bu mahiyette olan rivayetler dikkate alınıp değerlendirilmiş, diğerleri değerlendirmeye alınmamıştır. Sağlıklı bir sonuca ulaşılması için İbn Hacer’in ve Suyûtî’nin Esbâb-ı nüzûl’e dair eserleri ile Kütüb-ü Tis‘a’daki rivâyetler de kıyas yoluyla incelenmiştir. Elde edilen rivayetler konu bütünlüğü açısından bir tasnife tabi tutulmuştur. Zira nüzûl sırasına göre bir tasnife gidilmesi araştırmanın bütüncül olarak anlaşılmasına mâni olacak bir sonuca sebep olacaktır. Tespit edilen rivayetlerin sıhhat yönleri tetkik edilerek, nüzûl sebebi kabul edilip edilemeyeceği sonucuna ulaşılmaya çalışılmıştır. Böylece Hz. Ali hakkında hangi konularda ve bu konular içerisinde ise en çok hangi mevzuda sebeb-i nüzûl olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Buradan hareketle Kur’ân’ın yirmi üç yıllık nüzûl süreciyle bütün sûrelerindeki izdüşümü ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede yapılan incelemede; iman, ahlak, hukuk konuları ile Hz. Peygamber bağlamında bazı hususlar ve ümmetin mevlâsı oluşuna dair rivâyetler tespit edilmiştir. Bu konular içerisinde adı en fazla cömertlik mevzusunda mavzubahis olmaktadır. Ancak söz konusu rivayetlerin bir kısmı sebeb-i nüzûl sayılabilecek kriterleri taşımamaktadır. Zira senet zincirinde yer alan bazı sıkıntılar ile esbâb-ı nüzûl addetmek için gerekli olan özel lafızlar yer almamakta, bazen de Hz. Ali’nin adı âyetin nüzûlünden sonra bir izahat için zikredilmektedir. Ahkâm ayetleri çerçevesinde nâzil olan ayetlerin nüzûl sebepleri içerisinde adına yer verildiği sahih rivâyetler bulunmaktadır. Bunlardan biri içki konusudur. Diğeri ise ümmetin zorunlu olarak tasaddukta bulunması gereken bir hususta hükmün hafifletilmesi ile ilgilidir. Araştırma kapsamındaki bütün rivayetler incelendiğinde bunların büyük bir kısmının zayıf veya mevzu olduğu, bu sebeple nüzûl sebebi sayılamayacağı ortaya çıkmaktadır. Hz. Ali’nin erken yaşta Müslüman oluşu, Allah Resûlü (s.a.s) ile geçirdiği süre ile bir sebebe istinaden nâzil olan bütün ayetler göz önüne alındığında sebeb-i nüzûl sayılabilecek rivayetlerin azınlıkta olduğu görülmektedir.}, number={53}, publisher={Harran Üniversitesi}