@article{article_1532010, title={PEYGAMBERLERİN GEREKLİLİĞİ}, journal={Genç Mütefekkirler Dergisi}, volume={5}, pages={727–747}, year={2024}, author={Albayrak, Kazım}, keywords={Peygamberler, Medeniyet, Mutlak Fikir}, abstract={Ehl-i sünnet kelâmcıları peygamberliğin aklen mümkün olduğunu, Allah’a icbar edilemese de hikmetinin gereği ve lütfu olduğunu ifade eder. İslâm filozofları da peygamberliği kabul eder, ancak filozofları peygamberlerle eşdeğer görür. Peygamberliğin gerekliliği davası, varlık ve oluş ile doğrudan ilgilidir. Zira varlık bildirebilme ile mümkün. Ayrıca varlık her şeyden önce bizim ona inanmamıza borçlu. Eğer peygamberler olmasaydı iyi-kötü idraki de olmayacak insanlık bir medeniyet dahi kuramayacaktı. İnsanı vahşilikten ayıran birçok kavram gibi aile, hak, adalet ve ihsan kavramları da peygamberler eliyle öğrenilmiştir. Bunlar ise Mutlak Fikrin gerekliliği ve bunu bildiren peygamberlere ihtiyacı göstermektedir. Tez İslâm, antitez ise İslâm dışı yaklaşımlar olup hakkın antitezi bâtıldır. Allahsız düşünceler de dinin antitezi olarak, hakikati tersinden gerçekleştirici ve görünüşlerini dine borçludur. Zira dinden alınan ölçülerin bozulmuş hâli ile onların kendi içinde de bir muvazene kurmaları söz konusudur. Şunu hatırlatalım ki her şey zıttıyla kâimdir ve tez olmadan antitez olmaz. Tahrip edilmiş dinler de antitez cepheyi oluşturur ve onlar da kendi içlerinde tekrardan yenilenerek gider. Peygamberlerin getirdiğine iman etmeyenler de onların getirdiklerinin tersinden gösterici ve kendi akıl ve nefslerine imanını göstericidir. İnsan, dil âleti ile medeniyet kuran üstün bir varlıktır. İlk dil ilk insanla vardı ve ilk insan ise ilk peygamber olan Hazreti Âdem idi. Kısaca peygamberler olmasaydı, medeniyet olmazdı. Çalışmamızın özet fikri budur.}, number={3}, publisher={Nihat DEMİRKOL}