@article{article_1532328, title={Yerinden Edilme ve Fenomenoloji İlişkisinin Güncel Bağlamı: Kavramsal ve Teorik Bir Analiz}, journal={İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi}, volume={12}, pages={487–504}, year={2025}, DOI={10.17336/igusbd.1532328}, author={Eker, Ahmet}, keywords={Fenomenoloji, yerinden edilme, mültecilik, yaşam dünyası, toplum ve iletişim, özneler-arasılık}, abstract={Amaç: Bu makale, fenomenoloji düşüncesinin mülteci deneyimlerini anlamada kritik bir teorik yaklaşım olduğunu savunmaktadır. Geleneksel göç kategorilerinin yerinden edilmiş kişilerin öznel yaşam-dünyalarını yansıtmakta yetersiz kaldığı ve bu deneyimleri homojenleştirerek dar kategorilere sıkıştırdığı ileri sürülmektedir. Çalışmanın temel amacı, fenomenolojinin sunduğu mekânsal ve insani tecrübeye ilişkin kavrayış aracılığıyla yerinden edilme tecrübelerinin bilimsel bilgiyle yeniden nasıl ilişkilendirilebileceğini ortaya koymaktır. Yöntem: Bu çerçeveden hareketle araştırma, fenomenolojik hermeneutik metodolojiyi merkeze alan teorik ve kavramsal bir sorgulama üzerinden yürütülmüştür. Yöntem, insan deneyimlerini anlamaya odaklanan yönelimsellik kavramı çerçevesinde ele alınmış ve yerinden edilme tecrübelerinin fenomenolojik bir bağlamda nasıl değerlendirilebileceği sorgulanmıştır. Bu bağlamda, fenomenolojinin mekân ve insan deneyimlerine dair bütüncül yaklaşımı Edmund Husserl, Maurice Merleau-Ponty ve Martin Heidegger’in düşüncelerinin yanı sıra Edward Soja, Henri Lefebvre, Edward Casey ve Yi-Fu Tuan’ın mekân kavrayışlarından yararlanılarak belirginleştirilmektedir. Bulgular: Makalede fenomenolojik yaklaşımın, yerinden edilme ve mültecilik tecrübelerini ele alırken geleneksel kategorilerin ötesine geçen bir bakış açısı sunduğu sonucuna varılmaktadır. Bu açıdan, yaşam dünyası ve özneler-arasılık kavramlarının, yerinden edilme deneyimlerine içkin özneler-arasılık ile mekân ve yönelimsellik örüntülerini anlamlandırmada yeni olanaklar sağladığı ortaya konmuştur. Araştırma, fenomenolojinin mültecilik deneyimlerine dair yeni bir teorik çerçeve sunduğunu ve bilimsel bilgiyle ilişkilendirilebilecek anlamlı bir perspektif sağladığını ortaya koymuştur. Sonuç: Mekân ve insan deneyimlerinin bütüncül bir değerlendirmesi, mülteci tecrübelerinin daha geniş ve derinlikli bir bağlamda ele alınmasını mümkün kılmaktadır. Sonuç olarak fenomenolojik yaklaşım, yerinden edilme olgusunu yalnızca politik veya ekonomik bir süreç olarak değil, insan varoluşuna dair derinlemesine bir deneyim olarak kavramanın önemli bir hattını oluşturmaktadır.}, number={2}, publisher={İstanbul Gelişim Üniversitesi}