@article{article_1543003, title={Oral Liken Planus Hastalarında Tükürük Kortizol Seviyesi, Kaygı Durumu ve Periodontal Enflamasyonun Değerlendirilmesi}, journal={Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi}, volume={16}, pages={243–252}, year={2025}, DOI={10.22312/sdusbed.1543003}, author={Tahir, Yasemin and Gürhan, Ceyda and Turhal, R. Irmak and Kozguş Güldü, Özge and Çankaya, Hülya and İlhan, Betül and Güneri, Pelin and Özçaka Yüksel, Özgün}, keywords={oral liken planus, stres, kaygı düzeyi, STAI}, abstract={Amaç: Çalışmanın amacı sağlıklı bireyler ve oral liken planus (OLP) hastalarında kaygı düzeylerinin ve tükürük kortizol seviyelerinin değerlendirilmesidir. Hastaların periodontal sağlıklarının belirlenerek karşılaştırılması da hedeflenmektedir. Yöntem: Katılımcılar E.Ü. Diş Hekimliği Fakültesine muayene amacıyla başvuran bireyler arasından belirlendi. OLP hasta grubu, ağızda OLP’ye bağlı yakınmaları olan ve OLP tanısı histopatolojik olan doğrulanmış hastalardan oluşturulurken, kontrol grubu rutin muayene amacıyla başvurmuş bireyler arasından seçildi. Demografik veriler kaydedildi ve hastalardan durumluk-sürekli anksiyete (STAI-II) ölçeğinin ikinci bölümünü doldurmaları istendi. Tükürük örnekleme sonrasında, plak ve kanama indeksleri ölçülerek periodontal durum değerlendirildi. Tükürük kortizol konsantrasyonları ticari bir kit kullanılarak belirlendi. Veriler t-testi, Mann-Whitney U testi ve ki-kare ve Pearson korelasyonu ile değerlendirildi (p <0,05). Bulgular: Çalışmaya 54 OLP hastası ve 47 sağlıklı birey olmak üzere toplam 101 hasta dâhil edildi. Gruplar arasında yaş ve cinsiyet dağılımı benzerdi (p>0,05). Sondalamada kanama yüzdesi (p=0,368), plak yüzdesi (p=0,668) ve gingivitis varlığı (p=0,546) açısından anlamlı fark belirlenmedi. OLP grubun ortalama STAI-II değeri (47,54) kontrol grubuna oranla (42,60) anlamlı şekilde daha yüksekti (p=0,002). Ancak ortalama tükürük kortizol seviyelerinin sağlıklı grupta (3864,30 pg/ml) OLP grubuna kıyasla (3337,11 pg/ml) anlamlı şekilde daha yüksek olduğu belirlendi (p=0,005). Korelasyon analizleri, OLP grubunda yaş ve STAI-II skoru ile (p=0,020) sondalamada kanama yüzdesi (p=0,028) arasında pozitif bir ilişki varlığını gösterdi. Her iki grupta da STAI-II skoru ve tükürük kortizol seviyesi arasında anlamlı bir korelasyon gözlenmedi. Sonuç: OLP hastalarında psikolojik faktörlerin etkisi nöroendokrin etkenlerden daha baskın olabilir. Bu hastaların tedavisinde uygulanacak multidisipliner yaklaşıma psikolojik/psikiyatrik uzmanların da dahil edilmesi tedavi etkinliğinin ve hastanın yaşam kalitesinin artırılmasına önemli katkılar sağlayabilir.}, number={2}, publisher={Süleyman Demirel Üniversitesi}