@article{article_1565521, title={TÜRK DİPLOMATİK BELGELERİ IŞIĞINDA İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA TÜRKİYE-HÜR FRANSA İLİŞKİLERİ (1940-1944)}, journal={Journal of Anglo-Turkish Relations}, volume={6}, pages={50–106}, year={2025}, author={Selçuk, Fatih}, keywords={İkinci Dünya Savaşı, Türk Dış Politikası, Türk-Fransız İlişkileri, Türkiye-Fransa İlişkileri}, abstract={Fransa’nın İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya tarafından mağlup edilmesinin ardından Fransızlar arasında Almanlarla anlaşarak mevcut durumu korumak görüşü ağırlık kazanmıştır. Bu görüşü taşıyan ünlü Mareşal Philippe Pétain, Başbakanlık koltuğuna oturmasının ardından Almanlarla mütareke imzalanmıştır. Mütarekenin ardından Fransa’nın kuzeyi Almanya tarafından işgal edilmiş, güneyinde ise Pétain liderliğinde Vichy merkezli yeni bir Fransa Devleti kurulmuştur. Buna karşılık, muharebelerin kaybedilmesinin savaşın kaybedilmesi anlamına gelmediğini savunan ve savaşın sömürge topraklarında sürdürülebileceği kanaatini taşıyan General Charles de Gaulle, Londra’ya giderek burada savaşa devam etme çağrısında bulunmuştur. İngiltere tarafından da tanınan de Gaulle ve onun kurduğu Hür Fransa hareketi, direnişi sıradan ve geçici bir hareket olarak değil, Fransa’yı temsil eden ve ileri de de temsil edecek olan bir hükümet şekli olarak düşünmüş ve bu yönde adımlar atmıştır. Hür Fransa, zaman içerisinde Vichy rejiminin aldığı kararları tanımadığını ilan ederek, kendisini Fransa’nın temsilcisi olarak addetmiştir. Bu doğrultuda Hür Fransa, Müttefikleri dışında kalan tarafsız ülkelerce tanınmak için girişimlerde bulunulmuş ve buralarda Vichy Fransa’sının yerini almaya çalışmıştır. Türkiye, Hür Fransa’nın ileriye dönük olarak diplomatik meşruiyet alanı yaratmaya çalıştığı ülkelerden biri olmuştur. Bu süre zarfında dört farklı isim tarafından Ankara’da gayri resmi bir şekilde temsil edilen Hür Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkiler, savaşın seyrine de bağlı olarak 1943 yılının ikinci yarısından itibaren ilerleme kaydetmiştir. Bu süre zarfında Hür Fransa ile olan gayri resmi statüsünü son ana kadar korumaya özen gösteren Ankara, bunu büyük ölçüde gizli tutmaya da gayret etmiştir. Ankara’nın Hür Fransa ile ilişkileri 1944 yılında giderek daha üstü kapalı şekilde resmiyet kazanmaya başlamıştır. Kağıt üzerinde ise Ankara, Hür Fransa’yı Fransa’nın resmi bir hükümeti olarak tanıma noktasında İngiltere’nin kendisine çizdiği sınırlar çerçevesinde hareket etmiştir. Paris’in kurtuluşunun ardından İngiltere’nin kısa bir süre sonra bu hareketi Fransa’yı temsil eden bir hükümet tanımasının ardından Ankara da resmen tanımış ve böylelikle Vichy rejimimin yerini alan General de Gaulle’ün Fransa Cumhuriyeti Geçici Hükümeti ile Türkiye arasındaki ilişkiler resmiyete dökülerek başlamıştır. Bu, bir bakımda Türkiye-Fransa ilişkilerinin yeni bir evresinin başlangıcı olmuştur.}, number={1}, publisher={Behçet Kemal YEŞİLBURSA}