@article{article_1585232, title={Türk Hukukunda Küçüğe Yönelik Tıbbî Müdahalelerde Rıza}, journal={Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi}, volume={13}, pages={514–534}, year={2025}, author={Akay, Mustafa Hasanali}, keywords={Tıbbî Müdahaleye Rıza, Küçüğün Yasal Temsili, Yasak İşlemler, Tıbbî Müdahalenin Hukuka Uygunluğu, Ayırt Etme Gücünün Nispîliği}, abstract={Türk hukukunda kişinin vücut bütünlüğüne yönelen tüm eylemler haksız fiil oluşturur. Bunun istisnalarından birisi hukuka uygunluk sebepleri arasında yer alan tıbbî müdahaleye rızadır. 1219 s. Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun m. 70 ve Hasta Hakları Yönetmeliği hükümleri gereği, ister tam ehliyetsiz ister sınırlı ehliyetsiz olsun, küçüğe yönelik tıbbî müdahalelerde rıza küçüğün yasal temsilcisi tarafından verilir. Rıza verme hakkı kişiye sıkı surette bağlı bir hak olmasına rağmen, yasal düzenleme kapsamında bu hakkın yasal temsilci tarafından kullanılması öngörülmüştür. Yine yasa gereği mümkün olduğunca küçüğün fikri de alınmaya çalışılmalı ve küçük mümkün mertebe karar sürecine dâhil edilmelidir. Küçüğe yönelen tıbbî müdahaleler konusunda rızayı yasal temsilcinin vermesi karşısında doktrinde sınırlı ehliyetsizlerin ayırt etme gücüne sahip oldukları ve MK m. 16/2 hükmünün dikkate alınması gerektiği de savunulmaktadır. Bu hükme göre tam ehliyetli olmasa da ayırt etme gücüne sahip olanlar kişiye sıkı surette bağlı olan haklarını tek başlarına kullanabilirler. Bu görüşün küçüğe yönelik tıbbî müdahaleler konusunda sıkıntılı olduğu kısım ayırt etme gücünün yapısından, yani nispîliğinden ileri gelir. Ayırt etme gücü, somut tıbbî müdahalede takdir edilmesi gereken bir unsurdur. Türk hukukunda bunun için bir yaş belirlenmemiştir. Dolayısıyla kişiden kişiye ve tıbbî müdahaleden diğerine değişiklik göstermektedir. Öte yandan bazı tıbbî müdahaleler hem küçüğün ayırt etme gücünü aşmakta hem de yasal temsilcinin müdahale alanının dışında kalmaktadır. Küçük için zorunlu olmayan bu tür müdahalelerde yasal temsilcinin küçük adına karar verememesi gerekir. Özellikle organ ve doku nakli, sterilizasyon gibi müdahalelere benzerlik gösteren güzelleştirme amaçlı estetik müdahaleler ve cinsiyet hormonlarını baskılayıcı ilaçların kullanılması gibi tedaviler bu bağlamda değerlendirilir.}, number={2}, publisher={Sakarya Üniversitesi}