@article{article_1588412, title={Adam Smith ve ‘Görünmez El’: Ahlaki Duygular Kuramı ve Milletlerin Zenginliği Eserleri Bağlamında Bir İnceleme}, journal={Tabula Rasa: Felsefe ve Teoloji}, pages={97–114}, year={2024}, author={Özsoy Somuncuoğlu, Seda}, keywords={Adam Smith, ‘Görünmez El’, Duygudaşlık, Tarafsız Gözlemci, Kişisel Çıkar}, abstract={Toplumsal düzenin uyum içinde ‘kendiliğinden’ işleyişini karakterize eden ‘görünmez el’, eylemlerinin nasıl sonuçlar doğuracağından habersiz olan bireyin bilincinden bağımsız olarak kendisinden beklenmeyen bir şekilde toplumun faydasına katkı sağlamasının koşullarını hazırlar. Adam Smith’in ahlak, iktisat ve topluma ilişkin kuramsal perspektifini yansıtan bu kavramlaştırmayı, üç farklı eserinde üç farklı bağlamda değerlendirdiği görülmektedir. Düşünürün History of Astronomy adlı denemesinde geçen ‘Jüpiter’in görünmez eli’, doğadaki düzenin nasıl oluştuğunu anlatırken; Ahlaki Duygular Kuramı’ndaki ‘görünmez el’, içinde yaşayan herkese eşit bir şekilde dağıtılmış olduğu savlanan dünyanın zenginlerinin nasıl paylaşım yapmaya itildiğini böylelikle bilmeden ve istemeden de olsa toplumun çıkarına hizmet ettiğini ortaya koyar. Milletlerin Zenginliği’nde karşımıza çıkan ‘görünmez el’ ise sermayesini anayurtta gerçekleşen üretim yararına kullanan kişilerin, ürünlerden elde edecekleri kârları en yüksek düzeyde tutmaya çalışırken toplumsal faydaya olan olumlu etkilerini açıklar. Bu bilgiler ekseninde bu makalede, Smith’in Ahlaki Duygular Kuramı ve Milletlerin Zenginliği eserlerinde betimlediği ‘görünmez el’ ile neyi ifade ettiği incelemeye tabi tutulacak ve onun kuramsal çerçevesi özlü bir biçimde ele alınacaktır. Ahlaki Duygular Kuramı’nda duygudaşlık ve tarafsız gözlemcilik dolayımında şekillenen toplumsal katkı; Milletlerin Zenginliği’nde kendi çıkarının peşinde koşan bireyin davranışlarında somutlaşır. Bu bağlamda Smith, aslında birbirini bütünleyen görüşlerle bir sistem mi kurmuş yoksa farklı fikirlere bağlanmakla tutarsızlığa mı sebep olmuştur? Aslında düşünürün toplumsal yapının işleyişini anlama ve bunun düzenlenmesine ilişkin ilkeleri tespit etme çabasıyla açıklamalarını kişisel çıkar güdüsüne indirgemediği sanılanın aksine bunu bir kavram seti aracılığıyla irdelediği görülmektedir. Smith’in eserleri karşılaştırmalı olarak incelendiğinde ahlaki bakımdan kendi davranışlarının bilincinde olan vicdanlı ve erdemli insanın, çıkarını en yüksek düzeye ulaştırmak için bencilce davranmak yerine duygudaşlık ekseninde hareket edeceği belirginlik kazanır.}, number={43}, publisher={Mevlüt ALBAYRAK}