@article{article_1601953, title={YENİSEY-LENA’DAN KAZAKİSTAN’A YAKUT METODUNUN GELİŞİMİ VE YAYILIMININ ETNO-KÜLTÜREL AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ}, journal={Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi}, volume={7}, pages={615–644}, year={2025}, DOI={10.53718/gttad.1601953}, author={Tuluğ, Gediz}, keywords={: Keramik, Yakut Metodu, Örs ve Çekiç Yöntemi, Tokaçlama Yöntemi, Türk dilleri.}, abstract={ÖZ "Yakut Metodu", kökeni arkaik dönemlere dayanan ve Yakut ve Şor Türkleri arasında günümüze kadar devam eden bir keramik yapım tekniğidir. Bu çalışma, "örs ve çekiç" yönteminin Sibirya’nın Yenisey-Lena Nehirleri arasında kalan bölgede tespit edilmesini ve zamanla Yakut Metodu’na evrilmesini ele almaktadır. Ayrıca, bu yöntemin farklı kültürlerdeki sürekliliği de gözler önüne serilmektedir. Erken Neolitik Dönem’de, Yenisey-Lena Nehirleri arasında kalan bölgede, keramik kapların neredeyse tamamında, örs ve çekiç yönteminin bir çeşidi olan tokaçlama yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem daha sonra, Orta-Geç Neolitik Dönem’de, Sayan-Altay coğrafyasına yayılarak, Batı Sibirya’ya ulaşmıştır. Yakut metodunda kullanılan ve keramik katkı maddesi olan yün, Erken Neolitik Dönem’de Dağlık Altaylara girer ve Orta Tunç Çağı’na kadar yakın coğrafya kaplarında görülür. Eneolitik Çağ’da, Doğu ve Kuzey Kazakistan’a yayılır. Yün, tokaçlama yöntemiyle birlikte kullanılarak, ince keramik hamuru yapımında deformasyonu önlemeye yardımcı olur. Yakut Metodu’nda kullanılan tokaçlama yöntemi, Orta Neolitik Dönem’de, Posol’skaya kapları ile Altay bölgesinde karşımıza çıkar. Eneolitik ve Tunç Çağı içerisinden devam ederek, yerel kültürler arasında kullanılmaya devam eder. Geç Neolitik Dönem’de, Yukarı Ob coğrafyasında Kiprino keramik kapları içerisinde görülen sahte ağ baskı yöntemi, Baykal kökenli ölü gömme adetleriyle, doğu-batı yönlü göçleri teyit eder. Bu göçler, daha sonra Sayan-Altay coğrafyasından Kazakistan’a doğru yayılarak, Kazakistan’ın doğusundaki Eneolitik kültürlerin temelini atar. Yakut Metodu ile yapılan libasyon için kullanılan keramik kaplar, ilk olarak Karasuk ve Begazı Dandıbay kültürlerinde ortaya çıkar. Daha sonra Pazırık Kültürü’ne ait Issyk Kurganı’nda muhtemelen libasyon amaçlı kullanılmış gümüş tasta, Türkçe okunabilen Runik yazıtla, etno-kültürel kimliğini teyit eder. Daha sonra bu libasyon kapları, Klasik Türk Dönemi’ne kadar ulaşarak, “Taşbaba” stellerinde gördüğümüz formuna dönüşür. KaplarKoronları ile benzerliği tartışmasız olan bu kaplar, İskit ve Hun kazanlarına olan fiziksel benzerlikleriyle dikkat çeker. Kalıplama yöntemlerine ilave olarak, ölü gömme adetleri, petroglifler, antropolojik ve genetik veriler incelendiğinde, Türkçenin Sayan-Altay coğrafyasına, tahmin edilenden çok daha önce, Erken-Orta Neolitik Dönem’de girmiş olabileceğini göstermektedir.}, number={15}, publisher={Özgür TÜRKER}