@article{article_1603227, title={Kur’an Semantiği Açısından Temkîn Kavramı}, journal={Harran İlahiyat Dergisi}, pages={438–456}, year={2025}, DOI={10.30623/hij.1603227}, author={Hamurlu, Mustafa}, keywords={Tefsir, Kur’an, Temkîn, Egemenlik, Toplum}, abstract={Kur’an’da yer alan kavramlar içerisinde, galibiyet elde etme, yönetimi ele geçirme, zafer kazanma ve kurtuluşa erme anlamlarında kullanılan kelimeler yer almaktadır. Bu anlamda kullanılan kavramlardan birisi de temkîn’dir. Kur’an’da zikredilen temkîn kavramının ne anlam ifade ettiği ve hangi bağlamda kullanıldığı önem arz etmektedir. Cenâb-ı Allah Kur’an’da kullarına yeryüzünde egemenlik vereceğini ve iktidar bahşedeceğini temkîn lafzının farklı türevleriyle ifade etmiştir. Allah’ın dinini yeryüzüne hâkim kılabilmek her Müslüman’ın gerçekleştirmek istediği hedefler arasında yer almaktadır. Birçok İslam davetçisinin yegâne amacı, bu kutlu davet çalışmasına katkı sunabilmek, yeryüzünde güven ve emniyetin sağlanması ve toplumun istikrar içerisinde yaşayabilmesine destek sunabilmektir. Fakat Kur’an’da temkîn’i gerçekleştirebilmenin bazı şartları öne sürülmekte ve öncelikli bazı adımların atılması gerektiği bildirilmektedir. Kur’an-ı Kerîm, temkîn’in gerçekleşebilmesinin belli kurallara bağlı olduğunu açıklamakta ve onu gerçekleştirecek birey ve toplumların özelliklerini beyan etmektedir. Allah’ın yeryüzündeki kanunu gereği henüz şartlar oluşmadan temkîn’in gerçekleşmeyeceği anlatılmaktadır. Dolayısıyla bu kavramın nerelerde zikredildiği ve hangi anlamlarda kullanıldığı önem arz etmektedir. Hakeza temkîn’i sağlayan unsurlar ve meydana gelmesi için öngörülen şartlar çalışmamızın kapsamı arasında yer almaktadır. Temkîn kavramı Kur’an’da farklı türevleriyle on sekiz defa zikredilmektedir. Temkîn’in gerçekleştiği Hz. Davûd, Hz. Süleymân ve Hz. Yûsuf dönemlerinden bahseden Kur’an, bu hususun bazı aşamaları olduğunu bizlere hatırlatmaktadır. En‘âm sûresinde yer alan ve temkîn lafzının iki defa zikredildiği altıncı âyette bu kavramın “yeryüzü egemenliği ve hükümranlık” anlamında kullanıldığı görülmektedir. Yüce Allah bu âyette, topluca helak edilmiş kavimlere, Arap Yarımadası üzerinde bu âyetin muhatapları olan Kureyşlilere verdiğinden daha ileri düzeyde egemenlik, maddi güç ve siyasi otorite verdiğini haber vermektedir. Temkîn kavramı Yûsuf sûresinde üç yerde zikredilmektedir. Bunların ilkinde temkîn kelimesi müfessirler tarafından (bulunduğu bölgede hükümran olma) şeklinde yorumlanmaktadır. Diğer âyette ise temkîn lafzı sıfat olarak zikredilmekte ve müfessirler bu kelimeyi “dilediğini yapabilecek nitelikte yüksek mevki sahibi” şeklinde yorumlamaktadırlar. Temkîn kavramının Yûsuf sûresinde zikredildiği üçüncü âyette ise “yetkilendirme” anlamıyla öne çıktığı görülmektedir. Kehf sûresinde Cenâb-ı Allah Zülkarneyn’den bahsetmekte ve kendisine sunduğu yüce nimetleri hatırlatmaktadır. Müfessirler, sûrenin 84. âyetinde dile getirilen temkîn kelimesini “yeryüzü hükümranlığı” şeklinde yorumlamışlardır. Temkîn kavramını en geniş şekliyle açıklayan ve kapsama alanını belirleyen âyetlerden birisi de Nûr sûresi 55. âyettir. Bu âyette temkîn kavramı, dinin galip gelmesi ve Müslümanların güven içerisinde yaşaması şeklinde yorumlanmakta fakat âyetin belli aşamalardan sonra zikredildiği göze çarpmaktadır. Firavun’un İsrailoğullarına yaptığı zulüm ve işkencenin bahsedildiği Kasas sûresinin 5. âyetinde geçen temkîn kelimesi “Müslüman azınlığın Mısır ve Şâm topraklarında egemen kılınması” şeklinde yorumlanmaktadır. Kur’an’da yer alan ve Cenâb-ı Allah’ın kendilerine temkîn nimetini bahşettiği kimselerde bazı özellikler öne çıkmaktadır. Bunların başında güvenirlilik vasfının geldiğini söylemek mümkündür. Hz. Yûsuf’un hayat serüveni bu hususa örnek gösterilebilir. Temkîn nimetini sağlayan en önemli unsurlardan birisi de ilimdir. Buradaki ilimden maksat, dini ve fenni ilimlerin tümünü içine alan genel anlamıdır. Zira Müslüman toplumun arzuladığı yüce medeniyete ulaşabilmeleri ancak bu ilim sayesinde mümkün olmaktadır. Temkîn nimetinin gerçekleşmesini kolaylaştıran etkenlerden birisi de sebeplere başvurmak ve yükümlülükleri yerine getirmektir. Gerekli sebeplere başvurmadan ve buna dair sorumlulukları ifa etmeden temkîn’in gelişi güzel gerçekleşmesi beklenemez. Dolayısıyla bu çalışmamızda temkîn kavramının semantiği, Kur’an’da zikredildiği yerlerin tespiti ve hangi anlamda kullanıldığı konularına yer verilmiştir. Temkîn kavramı, içerdiği farklı anlamlarla Kur’an’ı Kerim’de 18 defa zikredilmiştir. Farklı türevlerle 18 defa zikredilen temkîn kavramının, yeryüzü egemenliği ve hükümranlığı, yüksek mevki sahibi olma, güvenli barınak, yetki sahibi kılma ve savaşın olmadığı güven ortamında yerleştirme gibi anlamlarda kullanıldığı müşahede}, number={53}, publisher={Harran Üniversitesi}