@article{article_1606092, title={Vardar Yeniceli Hayretî ve Bektaşi Kimliği}, journal={Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları}, volume={7}, pages={115–127}, year={2025}, DOI={10.47139/balted.1606092}, author={Temizkan, Mehmet}, keywords={Hayretî, Bektaşilik, edebiyat, tema, kimlik}, abstract={Osmanlı Devleti’nin Rumeli’yi fethi, 14. yüzyılın ortalarında başlamıştır. Fethedilen bu topraklar üzerinde, gerek halk edebiyatı gerekse divan edebiyatı dairesine mensup şairler de yetişmiştir. Bunlardan biri olan Hayretî, Vardar Yeniceli bir divan şairidir. Balkan topraklarının 16. yüzyıldaki büyük temsilcilerinden biridir. Sehî, tezkiresinde “âşıkâne gazellerinin bulunduğunu” haber vermektedir. Latîfî Tezkiresi’nde divanının halk arasında rağbet bulduğu, hatta yöre insanlarının divanından fal baktıkları kayıtlıdır. Bu tespit, şairin halk nazarındaki itibarını göstermesi bakımından önemlidir. Kardeşi Yûsuf-ı Sîne-çâk gibi önce Gülşeniyye tarika-tına intisap etmiştir. Bir süre sonra da Bektaşilikte karar kılmıştır. Latîfî’de “derviş-meşrep” ve “caferî-mezhep” olduğu da ifade edilmektedir. Şair, Bektaşilikte karar kılmış olmasına rağmen, adı geçen tarikatın kendisinden önce şekillenmiş çerçevesinin dışına taşmıştır. Bektaşi şairlerden farklı olarak, divanını muhtelif yerlerinde “dört halife”yi “Çâr-Yâr” adıyla bir arada anmış ve yüceltmiştir. İlk üç halife için de birer methiye beyti kaleme almıştır. On iki imam övgüsü, muhabbeti ve bağlılığı Bektaşi şairlerle olan ortak yönlerinden biridir. Ancak, Bektaşi edebiyatının hâkim temalarından olan “Hak Muhammed Ali” ve “Muhammed Ali” inancını dile getiren bir beyit bile yazmamıştır. Aynı şekilde, “gürûh-ı nâcî” ve “efsaneleşmiş Miraç inancına da sahip olmadığı anlaşılmaktadır. Bunlar da, Bektaşi edebiyatının önemli ve tekrar edilen temaları arasındadır. Bu ve benzeri özellikleriyle kendine has bir “Bektaşi kimliği” ne sahip olduğu söylenebilir.}, number={2}, publisher={Atıf AKGÜN}