@article{article_1613838, title={Hoca Ahmed Yesevî’nin Hikmetlerinde Ölüm Telakkisi}, journal={Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi}, pages={44–67}, year={2025}, DOI={10.35209/ksuifd.1613838}, author={Çetin, Rıdvan}, keywords={Türk-İslâm Edebiyatı, Hoca Ahmed Yesevî, Dîvân-ı Hikmet, Ölüm, Âhiret, Münker-Nekir}, abstract={Hoca Ahmed Yesevî’nin yaşamı ve öğretileri, yalnızca kendi dönemindeki insanlara değil, sonraki nesillere de rehberlik etmeye devam etmiştir. Onun yazdığı hikmetler, zamanın ötesine geçerek Türk-İslâm kültürünün gelişiminde köklü bir yer edinmiştir. Ahmed Yesevî’nin özellikle tasavvufî hikmetlerinde, insanın dünya hayatının geçici olduğunu, gerçek varlığın ahiret âleminde olduğunu sık sık vurguladığı görülür. Bu nedenle ölüm konusu, Yesevî’nin düşünce dünyasında oldukça derin bir yer tutmuştur. Ölümü, bir yok oluş olarak değil, aksine bir yeniden doğuş, ahirete yapılan bir yolculuk olarak tasvir etmiştir. Onun bu görüşleri, İslâm’ın temel öğretileriyle tam bir uyum içerisindedir. O, insanlara her an ölümü hatırlatmış ve bu dünyaya gereğinden fazla bağlanmamaları gerektiğini öğütlemiştir. Yesevî’nin dünya hayatının faniliğine yönelik bu vurgusu, İslâm’ın ölüm ve ahiret inancını halk arasında yaygınlaştırmasında önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca, hikmetlerinde sık sık Allah’a tam bir teslimiyet, insanın kendi nefsini terbiye etmesi ve dünya nimetlerinden yüz çevirmesi gibi tasavvufî öğretilere yer vermiştir. Ahmed Yesevî’nin yetiştirdiği öğrenciler de onun bu öğretilerini yayarak, Orta Asya coğrafyasında İslâm’ın doğru bir şekilde anlaşılmasına ve halk arasında derin bir manevi bilinç oluşmasına katkıda bulunmuşlardır. Öğrencileri vasıtasıyla Yesevî’nin öğretileri Türkistan’ın sınırlarını aşarak, daha geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Bu geniş etki, zamanla Anadolu ve Balkanlar’da da hissedilmiş ve Yesevîlik anlayışı buralarda da kabul görmüştür. Hoca Ahmed Yesevî’nin ölüm temasına verdiği önem, yalnızca bireysel bir ibadet ve teslimiyet öğretisi değil, aynı zamanda toplumsal hayatın düzenlenmesine yönelik de derin mesajlar içermektedir. Ölümün kaçınılmazlığını ve bu dünyadaki sorumlulukların bilincinde olmanın önemini sık sık vurgulayan Yesevî, insanlara dünya ve ahiret dengesi kurmaları gerektiğini öğütlemiştir. Dünya hayatında yapılan her işin bir karşılığı olduğuna, adaletin yalnızca bu dünyada değil, ahirette de tecelli edeceğine inanmış ve bu inancı şiirlerine yansıtmıştır. Onun ölüm üzerine yazdığı bu derin öğretiler, yalnızca teolojik bir perspektiften değil, aynı zamanda psikolojik bir rahatlama ve toplumsal bir düzenin inşası olarak da okunabilir. İnsanların ölümle yüzleşirken korku ve endişeden uzaklaşıp, bir tür teslimiyet ve sükûnet bulmalarını sağlamıştır. Yesevî’nin öğretilerinde ölüm korkusunun yerini, Allah’a kavuşma arzusunun alması, onun tasavvuf anlayışının ne denli derin olduğunu gösterir. Hoca Ahmed Yesevî’nin hikmetlerinde ölüm teması, İslâm dininin temel prensipleriyle uyumlu olarak işlenmiş ve bu dünya hayatının geçiciliğiyle ahiretin ebediliği arasında bir denge kurmuştur. Ayrıca ölümün kaçınılmazlığını hatırlatarak, insanların gaflete düşmemesi ve ölümü unutmamaları gerektiği üzerinde durmuştur. Ölüme yönelik bu temalar, yalnızca o dönemki insanlara değil, sonraki nesillere de rehberlik etmeye devam etmiştir.}, number={45}, publisher={Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi}