@article{article_1616160, title={Luther, Zwingli ve Calvin’de Mucize: Mikro-Tarihsel Bir Karşılaştırma}, journal={Hitit İlahiyat Dergisi}, volume={24}, pages={341–362}, year={2025}, DOI={10.14395/hid.1616160}, author={Özer, Aykut}, keywords={Dinler Tarihi, Reform, Katolik, Protestan, Mucize}, abstract={Reform, 16. yüzyılda Avrupa genelinde etkisini gösteren ve Roma Katolik Kilisesi’ne yönelik derin bir eleştiri süreci olarak ortaya çıkan, dinsel, toplumsal ve siyasi bir dönüşüm hareketidir. Bu hareket, Hıristiyanlık tarihinde yalnızca teolojik bir çatışma değil, aynı zamanda köklü bir yeniden yapılanma sürecine zemin hazırlamış; Avrupa’nın dinî, kültürel ve siyasi yapısını büyük oranda şekillendirmiştir. Reformun yankıları, modern Avrupa’nın inanç sistemleri ve toplumsal düzeninin yanı sıra ulus-devletlerin oluşumunda ve güçler dengesinin yeniden tanımlanmasında belirleyici bir rol oynamıştır. Reform dönemi, Roma Katolik Kilisesi’nin teolojik ve dinî yapısına yönelik kapsamlı eleştirilerle teşekkül etmiştir. Kilise, azizler ve kalıntılarla ilişkilendirilen mucizeleri otoritesinin teyidi olarak sunarken, reformcular bu yaklaşımı Kutsal Kitap’a aykırı bulmuş ve kendi teolojik bakış açılarıyla yeniden yorumlamışlardır. Martin Luther, mucizeleri Tanrı’nın gücünün bir göstergesi ve imanla ilişkili bir olgu olarak değerlendirirken, Huldreich Zwingli, onlara alegorik bir anlam yüklemiş ve ahlâkî mesajlarına odaklanmıştır. John Calvin ise mucizeleri Tanrı’nın egemenliğinin bir işareti olarak görmüş, ancak bu olguyu Havariler dönemiyle sınırlı tutmuştur. Calvin’e göre, mucizeler geçmişte Tanrı’nın mesajını doğrulamak için gerçekleşmiş, ancak modern iman hayatında mucizelere bağımlı bir anlayış uygun görülmemiştir. Evharistiya sakramenti konusundaki farklılıklar, bu reformcuların teolojik ayrışmalarını daha da belirginleştirmiştir. Luther, İsa Mesih’in fiziksel mevcudiyetini savunurken, Zwingli bu mevcudiyeti sembolik, Calvin ise ruhsal bir düzeyde yorumlamıştır. Günümüz mucizelerinin imkânı meselesinde de farklılıklar ortaya çıkmış; Luther mucizelerin gerçekleşebileceğini savunurken, Zwingli ve Calvin bu çağda mucizelerin sona erdiğini öne sürmüşlerdir. Bu çeşitlilik, reformcuların teolojik yaklaşımlarındaki derin farklılıkları ve kutsal metinlerin yorumlanmasında sergiledikleri çeşitliliği yansıtmıştır. Daha sonra bu fikirler, Lütercilik ve Kalvinizm gibi ekoller aracılığıyla sistemleştirilmiş ve Reform hareketinin dinî mirasını şekillendirmiştir. Reform döneminin kaynakları ışığında sadece öncü reformcuların mucize yaklaşımlarını mukayeseli inceleyerek Hıristiyan mucize anlayışına etkisini ortaya koyma çalışmamızın sınırlarını oluşturmaktadır. Reform dönemi hakkında birçok çalışma bulunmasına rağmen bu dönemin mucize metaforu hakkında Türkçe literatürde doğrudan bir çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmada literatürdeki söz konusu boşluğa katkıda bulunmak amacıyla genel olarak Reform döneminde mucize metaforu ve öncü reformcuların mucize hakkındaki görüşleri ele alınmaktadır. Özel olarak ise bu düşünürlerin mucize yaklaşımlarının Hıristiyan mucize anlayışına etkisi incelenmektedir. Öncü reformcuların mucize anlayışlarının karşılaştırılması, yalnızca Reform dönemi teolojisinin incelenmesine katkıda bulunmakla kalmaz, aynı zamanda doğaüstü olaylara ilişkin farklı bakış açılarını anlamaya çalışan disiplinler arası ve dinler arası çalışmalara da ışık tutmaktadır. Bu çalışma, reformcuların düşüncelerinin modern teolojiye ve Hıristiyanlık pratiklerine olan etkisini derinlemesine analiz etmek açısından literatürde temel bir yer edinmektedir. Özellikle reformcuların Kutsal Kitap’taki mucize anlatılarını yorumlama ve mucizelerden ziyade metinlerin kendisini bir öğreti haline getirme çabaları teolojik yöntemle incelenecektir. Reform dönemine ait teolojik kaynaklar ve reformcuların kaleme aldıkları yazılar bu çalışmanın temel kaynağını oluşturmaktadır. Makale, reform teolojisinde mucize kavramının ne anlama geldiğini ve reformcuların mucize anlayışının geleneksel Hıristiyan mucize anlayışıyla ne ölçüde benzer ve farklı olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu konudaki ilk Türkçe çalışma olması nedeniyle sonraki araştırmalara bir temel teşkil edeceği düşünülmektedir. Bunun yanında çalışmada reformcuların mucize anlayışlarının karşılaştırılması, Reform dönemindeki teolojik tartışmaların derinliğini ve Hıristiyanlığın farklı yorumlarının nasıl şekillendiğini anlamak açısından önemlidir. Ayrıca bu karşılaştırma hem Reform dönemi teolojisinin çeşitliliği hem de Hıristiyanlık içindeki mucize kavramına yaklaşımların evrimini anlamaya katkıda bulunmaktadır. Çalışmanın sonunda, reformcuların mucize anlayışlarında hem benzerliklerin hem de belirgin farklılıkların bulunduğu tespit edilmiştir. Bu yaklaşımlar, Hıristiyan mucize kavramını yalnızca tarihsel bir olgu o}, number={1}, publisher={Hitit Üniversitesi}