@article{article_1619107, title={AHLÂM MUSTEGÂNİMÎ’NİN ÜÇLEME’SİNDE “KÖPRÜ” SEMBOLÜ}, journal={Nüsha}, volume={25}, pages={29–56}, year={2025}, DOI={10.32330/nusha.1619107}, author={Kay, Nesrin and Öznurhan, Halim}, keywords={Ahlam Musteganimi, Cezayir romanı, köprü sembolü, postkolonyal edebi eleştiri, feminist edebi eleştiri}, abstract={Cezayir’de 1830 yılından itibaren 132 yıl süren Fransız sömürge yönetimi Cezayirlilerin hayatını önemli ölçüde etkilemiştir. Etkilerin en görünür olduğu alanlardan birisi de dil ve edebiyattır. Cezayirli bir yazar olan Ahlâm Mustegânimî, romanlarında toplumcu gerçekçi bir yaklaşım benimser ve eserleriyle ülkesinin sosyal ve politik gerçeklerine ayna tutar. Fakat bu gerçeklikleri yansıtırken didaktik bir üsluptan kaçınır. Aksine kurguladığı aşk hikâyelerini onlara siyasi ve sosyal sembolik anlamlar yükleyerek ele alır. Bunun yanı sıra romanlarında şiirsel bir dil kullanmayı tercih eder. Üçleme’sinde ve özellikle bu serinin ilk kitabı olan Bedenin Hafızası’nda köprü izleği anlatının merkezinde yer alır. Romanlarda Cezayir’in Konstantin şehrindeki tarihî asma köprüler bir ressamın tabloları aracılığıyla simgesel bir şekilde öne çıkarılır. İşlevi iki yaka arasındaki bağlantıyı sağlamak olan köprüler, Üçleme’de mecazi olarak bağlanma ve kopuşu temsil eder. Cezayir’in bağımsızlık savaşında kolunu kaybeden Zeyyân’ın bu fiziksel kaybı, ulusuyla olan bağını da koparmış gibidir. Özellikle bağımsızlık sonrası Cezayir’e karşı içsel bir kopuş hisseder. Paris’te yaşayan Zeyyân’ın geçmişi, bugünü ve travmaları onun takıntılı olarak çizdiği köprü resimlerinde ortaya çıkar. Sanatın onun için iyileştirici (terapötik) olmaktan uzak olduğu görülür. Bu yüzden Cezayir’in geçmiş günlerini hatırlatan nostaljik köprü sembolünden sanatını soyutlayamaz. Üçleme’de psikolojik ve fizyolojik olarak bağlanma ve uzaklaşmayı temsil etmesinin yanı sıra köprüler ressamın âşık olduğu Hayât ile özdeşleştirilir. Yazar bu özdeşlik aracılığıyla kadınların nesneleştirilmesi ve ötekileştirilmesi meselelerini tartışmaya açar. Üçleme’de kadınların nesneleştirilmesi çoğu kez onların vatan, toprak şeklinde kutsallaştırılmasıyla yapılmaktadır. Ancak Ahlâm, Cezayirli erkek yazarlara ayna tutarak onların gelenekselleşmiş sembollerini ters yüz etmeyi amaçlar. Bu çalışmada postkolonyal ve feminist eleştiri bağlamında sömürge sonrası Cezayir’i yansıtan Üçleme’deki karakterlerin köprüye dair algıları, kabul ve ret süreçleri analiz edilmektedir. Bu algılar, çoğunlukla köprülerin taşıdığı sembolik anlamlarla ilişkili iken bazen mecazi anlamının reddedilmesiyle farklı boyutlar kazanır. Köprüye yüklenen farklı sembolik anlamlar, karakterlerin bu sembolü anlama ve yorumlamaya yönelik yaklaşımlarına işaret eder}, number={60}, publisher={Oku Anonim Şirketi}