@article{article_1630485, title={Ad Hoc Hipotezlerin Bilimdeki Rolü: Karl Popper’ın Yanlışlanabilirlik İlkesi ve Sözdebilim ile İlişkisi}, journal={Felsefe Dünyası}, pages={180–198}, year={2025}, DOI={10.58634/felsefedunyasi.1630485}, author={Yardımcı, Alper Bilgehan and Güleroğlu, Selin}, keywords={Ad hoc hipotez, Yanlışlanabilirlik, Karl Popper, Bilimsel yöntem, Sözdebilim}, abstract={Bu çalışma, Karl Popper’ın yanlışlamacı bilim anlayışı çerçevesinde ad hoc hipotezlerin bilimsel teorilerdeki rolünü ve sözdebilimle olan ilişkisini eleştirel bir yaklaşımla incelemektedir. Ad hoc hipotezler, çoğunlukla bir teoriyi eleştirilerden korumak veya yanlışlanmasını önlemek amacıyla geliştirilen, ancak teorinin genel geçerliliğine yapısal bir katkı sağlamayan düzenlemeler olarak değerlendirilmektedir. Popper’ın bilimsel yöntemi, bilimselliğin temel ölçütü olarak yanlışlanabilirliği esas almakta; bu çerçevede ad hoc hipotezlerin, özellikle sınanabilirlikten yoksun olduklarında, teorilerin bilimsel değerini zayıflatabileceğine dikkat çekmektedir. Makale, ad hoc hipotezlerin bilimsel kullanımına yönelik olumlu ve olumsuz tarihsel örnekleri karşılaştırmalı olarak analiz etmektedir. Einstein’ın kozmolojik sabiti ve Leverrier’in Neptün’ün keşfinde geliştirdiği hipotez, ad hoc yaklaşımların bilimsel ilerlemeye katkı sağlayabileceğini ortaya koyarken; Merkür’ün yörüngesel sapmalarını açıklamak üzere öne sürülen Vulcan hipotezi, başarısız ve doğrulanmamış bir ad hoc müdahale örneği olarak sunulmaktadır. Bu karşılaştırma, ad hoc hipotezlerin bilimselliğe katkısının, yalnızca test edilebilirlik ve ampirik dayanakla desteklenmeleri hâlinde geçerli olabileceğini göstermektedir. Çalışma ayrıca, ad hoc hipotezlerin doğrulamacı eğilimlerle olan ilişkisini ortaya koymakta ve bu tür müdahalelerin Popper’ın karşı-tümevarımcı yaklaşımıyla nasıl çeliştiğini tartışmaktadır. Sözdebilimlerde sıkça rastlanan dogmatik tutumlar ve sistematik ad hoc müdahaleler, bilimsellikten uzaklaşmanın tipik örneklerini teşkil etmektedir. Özellikle astroloji gibi alanlarda, teorilerin çürütücü veriler karşısında sürekli yeni varsayımlarla korunması, eleştiriye kapalı yapılar yaratmakta ve Popper’ın yanlışlanabilirlik ilkesini ihlal etmektedir. Sonuç olarak, bu makale ad hoc hipotezlerin bilimsel yöntemlerde yalnızca dikkatli ve sınırlı biçimde, test edilebilirlik ilkesini zayıflatmadan kullanılmaları gerektiğini savunmakta; Popper’ın bilimsellik kriterlerinin bu bağlamdaki belirleyici rolünü vurgulamaktadır. Aksi hâlde, ad hoc hipotezlerin sistematik kullanımı, bilim ile sözdebilim arasındaki sınırın bulanıklaşmasına yol açmakta ve bilimsel yöntemin temelini oluşturan eleştirel rasyonalizmi zedelemektedir.}, number={81}, publisher={Türk Felsefe Derneği}