@article{article_1631241, title={Arza Rivayetleri ve Değerlendirilmesi}, journal={İlahiyat Akademi}, pages={153–178}, year={2025}, DOI={10.52886/ilak.1631241}, author={Bulgurcu, Kahraman}, keywords={Hadis, Kur’an, Arza, Ramazan, Resûlullah, Cebrâil}, abstract={Allah (c.c.) rahmetinin bir eseri olarak her dönemde kullarına Peygamberleri aracılığıyla vahyini göndermiştir. O, insanlardan istediği yaşam biçimini vahyi aracılığıyla onlara haber vermiştir. İnsanlığa son elçi olarak gönderdiği Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Kur’ân-ı Kerîm’i indirmiştir. Allah (c.c.) son vahyini kendi koruması altına aldığını bildirmiştir. Buna rağmen Hz. Peygamber ve ilk Müslümanlar başta olmak üzere her dönemde yaşayan Müslümanlar Kur’an’ın muhafazası ve yayılması için her türlü gayreti göstermişlerdir. Hz. Peygamber, kendisine inen vahyi, vahiy katiplerine yazdırmış; kendisi ve ashabından pek çoğu ayetleri ezberlemiştir. Allah Resulü (s.a.v.) ramazan aylarında ise kendisine o zamana kadar inen vahyi Cebrail ile tekrar etmiştir. Bu karşılıklı okuma ve dinleme eylemi daha sonra arza adıyla anılmıştır. İlk dönemlerden itibaren takip edilen bu uygulamalar, Kur’an’ın sağlam bir şekilde muhafazasına katkı sağlamıştır. Arza, Hz. Peygamber ile Cebrâil arasında her ramazan bir defa, Allah Resulü (s.a.v) vefat ettiği yıl ise iki defa gerçekleşmiştir. Arza uygulaması pek çok ilim ehlinin dikkatini çekmiş ve eserlere konu olmuştur. Arzanın vukuunu bildiren en önemli bilgi Hz. Peygamber’in açıklamalarıdır. Dolayısıyla bu konudaki en temel bilgiler Hz. Peygamber’in sözlerini ihtiva eden hadis kitaplarında bulunmaktadır. İlgili rivayetler hadis kitaplarında farklı konular içinde yer almış, tüm rivayetlerin toplu halde bir araya getirilmediği görülmüştür. Bu sebeple vahyin korunmasının şekillerinden biri olan arza hakkındaki rivayetlerin bir arada toplanıp değerlendirilmesinin önemli olduğu düşünülmüştür. Bu bağlamda hadis kitaplarında arza hakkında sahâbeden nakledilen rivayetler incelenmiştir. İnceleme sonucunda arzanın, Kur’ân-ı Kerîm’in inmeye başlamasından itibaren her yıl ramazan ayında gerçekleştiği, günümüze kadar sahih rivayetlerle ulaştığı tezahür etmiştir. Arza hakkında Abdullah b. Mes’ûd (r.a.) (ö. 32/652-53), Hz. Âişe (r.anha) (ö. 58/678), Ebû Hüreyre (r.a.) (ö. 58/678), Semüre b. Cündeb (r.a.) (ö. 60/680), Abdullah b. Abbas (r.a.) (ö. 68/687-88) ve Enes b. Mâlik (r.a.) (ö. 93/711-12) olmak üzere altı sahâbîden hadis rivayet edilmiştir. Rivayetlerde genel olarak bahsedilen konu Cibrîl ile Resûlullah’ın her yıl Kur’ân’ı bir defa arz ettikleri, Hz. Peygamber’in vefat ettiği yıl ise arz olayının iki defa olduğu mevzusu üzerinde yoğunlaşmıştır. Ayrıca arza ile ilgili başka rivayetlerin de yer aldığı ve rivayetlerin örtüşen yanları yanı sıra farklılıkları da ihtiva ettiği görülmüştür. Rivayetlerde arza olayı sülasi fiil olarak araza-ya‘rizu kalıbından zikredildiği gibi işteş olan müfâale babından âraza-yüârizu ve dârase-yüdârisü kalıbında anlatıldığı da tezahür etmektedir. Arza olayının ilk vahyin indirilmesinden son vahye kadar, her ramazan ayında hem Mekke hem de Medine’de gerçekleştiği ve geceleyin meydana geldiği, Resûlullah ile Cibrîl arasında okumanın karşılıklı olarak yapıldığı ve Abdullah b. Mes’ûd ile Zeyd b. Sâbit’in (ö. 45/665) son arzaya katıldığı bilgisi rivayetlerden anlaşılmaktadır.}, number={21}, publisher={Gaziantep Üniversitesi}