@article{article_1635256, title={Geç Dönem Bizans Teolojisinde Thomizm: Demetrios Kydones ve Gennadios Scholarios’un Katkıları}, journal={Oksident}, volume={7}, pages={23–40}, year={2025}, DOI={10.51490/oksident.1635256}, author={Toparslan, Hafize}, keywords={Dinler Tarihi, Teoloji, Thomas Aquinas, Bizans Thomizmi, Demetrios Kydones, Georgios Scholarios}, abstract={Orta Çağ’ın en önemli skolastik düşünürlerinden biri olan Thomas Aquinas’ın (1225-1274) düşünce sistemi ölümünden kısa bir süre sonra yalnızca Latin Batı dünyasında değil, aynı zamanda Bizans İmparatorluğu’nun sınırları içindeki Grek entelektüel çevrelerde de yankı bulmuştur. Bu düşünsel etkileşim, büyük ölçüde Aquinas’ın da bir parçası olduğu Dominiken Tarikatı’nın Doğu Akdeniz’de yürüttüğü misyonerlik faaliyetlerinin etkisiyle başlamış ve asıl ivmesini 14. yüzyılda Latince bilen Bizanslı entelektüellerin faaliyetleriyle kazanmıştır. Özellikle Demetrios Kydones’in, Aquinas’ın başlıca eserlerinden biri olan Summa contra Gentiles başta olmak üzere birçok metnini Yunancaya çevirmesi, Thomistik düşüncenin Bizans entelektüel hayatına girişinin en somut ve etkili örneklerinden biridir. Bu çeviri faaliyetleri, Aquinas düşüncesinin Bizans’taki entelektüel serüveninin temelini oluşturmuştur. Bu çalışma, Thomas Aquinas’ın düşünce sisteminin Bizanslı düşünürlerin dünyasına dahlini ve alımlanma şeklini tartışmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, geç dönem Bizans teolojisinin şekillenişinde Aquinas’ın etkisini ayrıntılı biçimde analiz etmekte ve bu etkinin hangi entelektüel, teolojik ve politik bağlamlarda ortaya çıktığını araştırmaktadır. Kydones’in çevirileri yalnızca dar entelektüel çevrelerde değil, Bizans bürokrasi ve eğitim sisteminin bazı katmanlarında da etkili olmuş, Aristotelesçi düşünceyi Latince gelenekten aktaran önemli bir kanal oluşturmuştur. Bu çeviriler aracılığıyla Aquinas yalnızca bir dogmatik teolog olarak değil, aynı zamanda Grek-Ortodoks düşünürlerce felsefi düzlemde de tartışılabilmiştir. Aynı zamanda bu dönemde yalnızca kabul değil, ciddi bir direniş ve polemik de ortaya çıkmıştır. Bazı Bizanslı yazarlar, Thomist yaklaşımların Ortodoks inançla uyuşmadığını savunmuş ve Gennadios Scholarios gibi figürler de bu tepkilere doğrudan cevaplar üretmiştir. Çalışmada, Thomas Aquinas’ın düşüncesinin Gennadios Scholarios üzerindeki etkileri, bu düşüncenin sistematikleştirilmesi yönündeki çabalar ve Scholarios’un skolastik yöntemi benimseme biçimi de ele alınmaktadır. Bizanslı düşünürler arasında Scholarios, Thomizm’in en güçlü temsilcisi olarak kabul edilir. Ancak bu temsil, içinde bulunduğu tarihsel bağlamla sınırlıdır: Thomistik düşünce Bizans’ta ancak yeni yeni kök salmaya başlamışken, imparatorluğun çöküşüyle birlikte bu yönelimin kurumsal devamı da fiilen kesintiye uğramıştır. Bu nedenle Scholarios’un eserleri, tam anlamıyla yerleşmiş ve süregelen bir teolojik geleneği değil, Bizans Thomizmi olarak adlandırabileceğimiz özgül ve sınırlı bir alımlama biçimini yansıtmaktadır. Özellikle Gennadios Scholarios’un Fatih Sultan Mehmed’in sarayındaki varlığı aracılığıyla Thomistik geleneğin Osmanlı bağlamında nasıl yankı bulduğu da bu çerçevede değinilen hususlardan biri olmuştur. Böylece Aquinas’ın düşüncesi, Bizans’ın çöküşüne yaklaşan yıllarda yalnızca Latince gelenekten aktarılmış bir teolojik miras değil, aynı zamanda Grek entelektüel geleneği içinde dönüştürülerek şekillenmiş; geç Bizans düşüncesinin sınırlarında ortaya çıkan ve Osmanlı sonrası döneme de yansıyan bir teolojik-felsefi kırılma hattı olarak konumlandırılmaktadır.}, number={1}, publisher={Bursa Uludağ Üniversitesi}