@article{article_1639959, title={MÜLTECİ HUKUKUNDA BELLİ BİR SOSYAL GRUBA AİDİYET KRİTERİ VE ‘AİLE İÇİ ŞİDDET’ BAĞLAMINDA AB ADALET DİVANININ WS BULGARİSTAN KARARI (C-621/21, WS v. Intervyuirasht organ na DAB pri MS)}, journal={Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi}, volume={27}, pages={51–99}, year={2025}, DOI={10.33717/deuhfd.1639959}, author={Safi, Sibel}, keywords={Aile içi şiddet, Mülteci hukuku, Belli bir sosyal gruba aidiyet, AB Adalet Divanı, WS Bulgaristan kararı.}, abstract={1951 BM Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Cenevre Sözleşmesinin 1A maddesinde mülteciye dair basit bir tanım vardır ve Sözleşmede sayılan ‘belli bir sosyal gruba aidiyet’ kavramı için tek bir uygulama bulunmamakta olup farklı mahkeme kararları ile karşılaşılmaktadır. İltica başvurusunun yapıldığı devletler, ‘belirli bir grup’ kavramını belirlemek için farklı metodlar kullandıklarından, bu aile içi şiddet ve cinayeti potansiyel mağdurlarının uluslararası korumadan yararlanmaları noktasında önemli engeller oluşturmaktadır. Sonuç olarak sığınma taleplerinin yargılamasını olumsuz etkileyen ve adil olmayan farklılıklara yol açan bir içtihat birliğinin eksikliği ortaya çıkmaktadır. Bu cinayetler bir çok davada genellikle kültürel relativist yaklaşım da dahil olmak üzere özel ya da aile içi bir durum olarak görülmüştür ve mevcut tanımlar ile 1951 Cenevre Sözleşmesi’nin yorumu içerisinde bu zulmün yapıldığı “Üçüncü Dün-ya” ülkelerinin kültürel farklılıkları olduğu görüşü ile açıklanıp iç hukukun sorunu olduğu iddiası ile uluslararası koruma talepleri reddedilmiştir. Faillerin ‘özel’ saiklerine orantısız bir şekilde odaklanmak, aile içi şiddetin beraberinde getirdiği ciddi zarar ile ilgili Sözleşme gerekçesi(leri) arasındaki bağlantıyı da belirsizleştirmiştir. AB Adalet Divanının WS (C-621/21 Intervyuirasht organ na DAB pri MS) davasında Büyük Daire tarafından verilen karar, mahkemenin aile içi şiddet mağduru kadınların mülteci statüsünün tanınması amacıyla belirli bir sosyal grubun üyeleri olarak kabul edilebileceği bulgusuyla önemli ölçüde dikkat çekmiştir. Ayrıca, bu karar kadınların sığınma talepleri hakkındaki uluslararası yargı diyaloğuna katkıda bulunacak ve ilgili yargı alanlarında emsaller oluşturacaktır. Bu makale, uluslararası mülteci hukukunda aile içi şiddete ilişkin başvuru-larda belli bir sosyal gruba aidiyet kriterinin ne şekilde uygulandığını inceleyecek ve bu alandaki temel davaları analiz edecektir. Makale, öncelikle literatüre teorik bir katkıda bulunmayı, aile içi şiddete ilişkin çalışmalardan elde edilen içgörüleri mülteci hukukuna uygulamayı, ardından AB Adalet Divanının bu alanda önemli bir dönüm noktası potansiyeline sahip WS kararını da inceleyerek böylece ilkeli yargılama için bir temel sağlamayı amaçlamaktadır.}, number={1}, publisher={Dokuz Eylül Üniversitesi}