@article{article_1640719, title={Muhammed Mahmûd Es-Savvâf ve “Fâtihatü’l-Kitâb” Adlı Tefsirinde Kıraatlere Yaklaşımı}, journal={BEÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi}, volume={12}, pages={147–168}, year={2025}, DOI={10.33460/beuifd.1640719}, author={Çetin, Nazım}, keywords={Kıraat, Kur’ân, Tefsir, Savvâf, Şaz}, abstract={Iraklı müfessir Muhammed Mahmûd Savvâf 1915 yılında Musul’da doğmuştur. 1941 tarihinde daha önce başlayıp bıraktığı Ezher Üniversitesi Külliyetü’ş-Şerîa’da eğitim hayatına kaldığı yerden devam ederek bu fakülteden mezun olmuştur. Daha sonra da iki yıl kadılık eğitimi almıştır. 1960 yılında Mısır’dan Medine’ye geçerek akabinde Mekke’de yaşamaya başlayan müellif, Ümmü’l-Kurâ Üniversitesi Külliyetü’ş-Şerîa fakültesinde ders vermeye başlamıştır. Hayatının son yıllarını Türkiye’de Yalova şehrinde geçiren müellif, 9 Ekim 1992’de Mekke’ye dönerken İstanbul hava limanında vefat etmiştir. 12 Ekim’de İstanbul’da cenaze namazı kılınan Savvâf’ın naaşı, Mescidi Haram’da da kılınan cenaze namazının ardından Cennetü’l-Mualla kabristanlığına defnedilmiştir. Seksen yıla yaklaşan hayatına birçok eser sığdıran Muhammed Mahmûd Savvâf, tefsir alanında yazmış olduğu “Fâtihatu’l-Kitâb” adlı tefsiriyle ön plana çıkmaktadır. Müfessir Savvâf, söz konusu eserinde otuzuncu cüzün tefsirine yer vermektedir. Müellifin bu çalışmasında Fâtiha’dan sonra otuzuncu cüzdeki sûrelerin tefsirini yaptığı görülmektedir. Savvâf bu eserinde ayrıca kıraat farklılıkları ile ilgili izahlara da yer vermektedir. Ancak bu eserindeki kıraat metoduyla ilgili herhangi bir çalışmaya da rastlanılmamaktadır. Bu amaçla hazırladığımız çalışmayla müfessirin kıraat farklılıklarından istifade metodunun tespiti yapılarak kıraat ilmine katkı sağlanılması hedeflenmektedir. Araştırmamızın kapsamı müfessirin kıraat izahlarında bulunduğu âyetlerle sınırlı tutulacaktır. Böylece kıraat farklılıklarıyla ilgili âyetlerde müellifin kıraatleri değerlendirme metodu tespit edilmeye çalışılacaktır. Birçok alanda eser kaleme almış olan Savvâf’ın kıraat alanına yaptığı katkıların yanı sıra elde edilen bulgularla ilgili alanda araştırma yapacaklara rehberlik yapılması öngörülmektedir. Makalede konu kaynak tarama, betimleme, açıklama ve karşılaştırma yöntemleri kullanılarak sistematik bir düzlemde ele alınacaktır. Bu makalemizde Savvâf’ın kıraatı aşere imamlarının tamamının görüşlerine yer verdiği, kıraat farklılıklarında çoğunlukla tercihini açıkça belirtmediği, daha beliğ, daha iyi, daha güzel, daha doğru gibi ifadeler kullandığı; kıraatleri izah ederken hadisten ve Arap şiirinden de deliller getirdiği, genelde fiillerin teşdîd-tahfifle okunuşlarına ve onların hangi manaya geldikleri üzerinde açıklamalar yaptığı tespit edilmiştir. Savvâf’ın tefsirinde çoğunlukla Ferrâ ve Kurtubî’nin tefsirinden alıntılar yaptığı görülmektedir. Bazı âyetlerdeki tefsirde kıraat farklılıklarıyla ilgili Ferrâ ve Kurtubî’nin görüşlerine katıldığı bazen de onlardan farklı izahlar yaparak tercihini her iki müfesirden farklı yorumladığı müşahede edilmektedir. Savvâf’ın kıraat farklılıklarını değerlendirmedeki bu yönteminden onun kıraat izahlarında özgün bir fikir yapısına sahip olduğu söylenebilir. Netice itibarıyla Savvâf’ın Ferrâ ve Kurtubî’nin tefsirinden yaptığı alıntıların konuyu daha derinlemesine incelemek maksadıyla yaptığı ifade edilebilir. Savvâf’ın kendi dönemindeki müfessirler arasında kıraat farklılıklarının tefsirde bulunması gerektiğini düşündüğü ve bu düşüncesini tefsirine yansıttığı görülmektedir. O, bu yönüyle tefsirlerinde kıraat farklılıklarına değinmeyen müfessirlerden ayrışmaktadır. Savvâf tefsirinde sahabeden İbn Abbâs’tan, tâbiînden de Dahhâk’tan kıraatlerle ilgili rivâyetler aktarmaktadır. Kurrâ’dan da Kisâî, Âsım ve İbn Âmir’in kıraatlerinden nakillerde bulunmaktadır. Onun, kıraatleri genel olarak meçhul sigasıyla okunuşları üzerinden değerlendirdiği görülmektedir. Her ne kadar Savvâf kıraat farklılıklarında tercihlerde bulunmasa da tefsirindeki izahlarından Âsım, İbn Kesîr, Nâfi’, Ebû Amr, İbn Âmir, Ya’kûb ve Ebû Ca’fer’in kıraatlerini tercih ettiği anlaşılmaktadır. Savvâf kıraatlerin sahih olması için kıraatte bulunması gereken şartları tefsirinde zikretmemektedir. Bu şartlar, kıraatin senedinin sahih olması, resmi Osmânî’ye uygun olması ve bir yönüyle de olsa Arap dilinin gramerine uygun olmasıdır. Savvâf’ın tefsirinde kıraatleri bu şartlardan sadece Arap dilinin gramerine uygunluk yönünden değerlendirdiği görülmektedir. Ayrıca Savvâf kıraatleri âhâd, şâz, müdrec ve mevzu kıraat şeklinde herhangi bir ayrıma da tâbi tutmamaktadır.}, number={1}, publisher={Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi}