@article{article_1643635, title={Oryantalistler Açısından Tasavvufu Dönemlendirme Meselesi}, journal={Kocaeli İlahiyat Dergisi}, volume={9}, pages={1–33}, year={2025}, author={Tekmen, Durdane Zeynep}, keywords={Tasavvuf, Zühd, Dönemlendirme, Tarih, Oryantalizm}, abstract={Bu çalışmada tarihsel olarak tasavvufu dönemlendirme meselesi ele alınmıştır. Nitekim “dönemlendirme” meselesi modern dönem araştırmalarıyla ortaya çıkan bir problemdir. Bu kapsamda teknik açıdan meseleye ilk yer verenler, Batılı oryantalistler olmuştur ki tespitimize göre bu konudaki görüşler Milâdî 1800’lerde gün yüzüne çıkmıştır. Buna bağlı olarak araştırmamızda bu yazarlara yer verilmiştir. Yer verirken de günümüze doğru olmak üzere oryantalistleri yaşadığı seneye göre sıralanmış bulunmaktayız. Böylece tasavvufun dönemlendirilmesiyle ilgili olarak oryantalistlerin görüşlerinde tarihsel bir değişim olup olmadığı da fark edilmiş olacaktır. Bu doğrultuda öncelikle bahsi geçen oryantalistlerin görüşleri tespit edilmiş, ardından bu görüşler arasındaki ihtilaf noktaları ile oryantalistlerin bazı hususlarda kendileriyle düştükleri çelişkileri hususları belirtilmeye çalışılmıştır. Bu minvalde makalemizi giriş ve sonuç bölümleri dışında iki kısım üzerine inşa ettik. Birinci kısımda Hristiyanlıktaki zühd ve mistisizm ilişkisi ele alınmıştır- ki burada oryantalistlerin Hristiyanlıktan hareketle ‘dönemlendirme’ meselesinde İslam tasavvufuna nasıl intikal ettikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. İkinci kısımda ise Batılı oryantalistlerin dönemlendirmeye dair görüşleri sırasıyla ele alınmıştır. Onların görüşlerine yer verilirken ne gibi delillerden hareket ettikleri yahut hangi argümanlar üzerinden tasavvuf ekolündeki değişimleri değerlendirdikleri araştırılmıştır. Ardından elde edilen veriler çalışmada özetle sunulmuştur. Neticede ise araştırmacıların büyük bir kısmının erken dönem tasavvufunu “zühd ve tasavvuf” şeklinde iki ayrı döneme ayırdıkları; ancak temellendirmelerinin zayıf olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan son dönemlerde yaşamış oryantalistlerin giderek “zühd ve tasavvuf” şekildeki tarihsel bir ayrım yapmaktan vazgeçtikleri ortaya çıkmıştır.}, number={1}, publisher={Kocaeli Üniversitesi}