@article{article_1644819, title={Nisâ Sûresi 97-100. Âyetleri Bağlamında Kur’ân-ı Kerîm’de Hicret Olgusunun Mahiyeti Meselesi}, journal={İhya Uluslararası İslam Araştırmaları Dergisi}, volume={11}, pages={846–874}, year={2025}, DOI={10.69576/ihya.1644819}, author={Bıyıkoğlu, Yakup}, keywords={Tefsir, Kur’ân, Hicret, Nisâ Sûresi, Sebeb-i Nüzûl}, abstract={Sosyolojik açıdan önem arz eden göç, insanlık tarihi kadar eski olup sosyal, siyasi, ekonomik, ekolojik faktörler sebebiyle insanların fizikî olarak yer değiştirmeleri şeklinde tanımlanabilir. Kur’ân-ı Kerîm’de 31 âyette hicret olgusundan bahsedilmektedir. Ana hatlarıyla ifade edilecek olursa Kur’ân’da inananların göç etmesi zorunluluğuna dikkat çekilmekte; belli şart ve koşullarda inananların hicret etmelerinin itikadî boyutlarından söz edilmektedir. Arapça bir kelime olarak hicret, “bir şeyin terk edilmesi”, “bir şeyden uzaklaşılması” anlamlarına gelir. Terim anlamı bağlamında ise hicret, “Allah için bir yerden başka bir yere bir göç etmek” anlamına delâlet eder. Kur’ân’da bilhassa peygamber kıssalarında Hz. Âdem’den beri tebliğ görevlerini yapabilmek ve inançlarını yaşayabilmek uğruna bir kısmının vatanlarından hicret ettiklerine dair haberler mevcuttur. Bu çalışmada ise Nisâ Sûresi 97-100. âyetleri özelinde hicretin mahiyeti sorunu analiz edilmektedir. Bu bağlamda ilgili ayetler perspektifinden inkârcılar tarafından Hz. Peygamber ve inananların hicret etmeye zorlanmaları ve hicret etmeyenlerin durumu; âyetlerin iniş sebepleri ve âyetler arasındaki ilişki ele alınmaktadır. Yine Nisâ sûresi 97. âyette mazereti olmadan hicret etmeyip Müslümanların safına geçmeyenlerden ve din için bir çaba sarf etmeyip zillet içerisinde yaşayanlardan bahsedilmektedir. Nisâ 100. âyette ise tamamlanmasa bile samimiyetle iyi niyet ve samimiyet ile yapılan hicretin mükafatının verileceği müjdelenmektedir. Özetle ilgili âyetler ve hadisler açısından hicret olgusunun günümüze yansımasına bakıldığında hicret etmek veya bulunduğu yerde kalmak durumları arasında kalındığında siyasî ve kültürel hâkimiyet anlayışını değil de din, düşünce ve vicdan hürriyetini esas almak daha isabetli görülmektedir.}, number={2}, publisher={Mehmet Ayhan}