@article{article_1645691, title={PHILOSOPHICAL FOUNDATIONS OF THE SAPIR-WHORF HYPOTHESIS}, journal={Anadolu Felsefe Dergisi}, pages={11–20}, year={2025}, author={Daşdemir, Yavuz}, keywords={: Dil-Düşünce İlişkisi, Dilsel Görelilik, Sapir-Whorf Hipotezi, Doğuştancılık}, abstract={Bu çalışmanın amacı tartışmalı Sapir-Whorf Hipotezinin felsefi alt yapısını ortaya koymaktır. Antik Çağ düşünce dünyasından günümüze değin insanın iki özgül yetisi olarak ele alınan dil ve düşünce arasındaki bağlantı, üzerinde birçok görüş ortaya atılan felsefi bir sorundur. Günümüzde Benjamin Lee Whorf ve hocası Edward Sapir tarafından ortaya koyulan Sapir-Whorf Hipotezi olarak bilinen görüş -yaygın bilinenin aksine- derin felsefi alt yapısı olan disiplinler arası bir varsayımdır. İlk kez Herodot, Mısırlıların yazım sistemlerinin Yunanlılardan farklı olmasından dolayı farklı davranış tarzları sergilediklerini iddia etmiş, böylece dilsel görelilik ilkesinin temelini atmıştır. Sonraki yüzyıllarda Francis Bacon, dilsel yapılardaki farklılıkların bilim ve sanatta farklı gelişmelere neden olduğunu öne sürerek dilsel görelilik ilkesine değinmiştir. Descartes rasyonalizmine karşı Locke; Kant’ın doğuştancı görüşüne karşı ise Hamann dilsel göreliliği savunmuştur. Hamann’ın ardından Herder tarafından geliştirilen dilsel görelilik ilkesi Humboldt’la daha sistemli hale getirilmiştir. Dilsel görelilik ilkesi, bir dilin dil bilgisel yapısı ile kelime dağarcığının o dili konuşanların dış dünyaya ilişkin algı ve düşüncelerini etkilediğini ya da belirlediğini temel alan Sapir-Whorf Hipotezine dönüşmüştür. Bu çalışmada, günümüzde çok tartışılan ve kısmen kabul gören bu hipotezin derin bir felsefi alt yapısı olduğu ortaya koyulmuştur.}, number={1}, publisher={Erzurum Teknik Üniversitesi}