@article{article_1646241, title={Lâleli Camii Vakfiyesi Bağlamında Osmanlı Dönemi Selâtîn Câmilerinde Hizmetler ve Görevliler}, journal={Trabzon İlahiyat Dergisi}, volume={12}, pages={357–379}, year={2025}, DOI={10.33718/tid.1646241}, author={Düzenli, Pehlul}, keywords={İslâm Hukuku, Osmanlı, Cami, Vakfiye, Lâleli Camii}, abstract={Bu çalışma, İslâm medeniyetinde camilerin tarihsel gelişimini ve bu kurumların toplumsal işlevlerini incelemektedir. Araştırma, özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli bir döneminde inşa edilen ve imparatorluğun mimari zenginliğini yansıtan selâtin camilerinden biri olan Lâleli Camii ve Külliyesi’nin vakfiye kayıtlarına odaklanmaktadır. İslâm tarihinde camiler, yalnızca ibadet mekânları olarak değil, eğitim, kültür ve sosyal hizmet merkezleri olarak da önemli işlevler üstlenmiş, mimari özellikleri ve kurumsal yapıları dönemlere göre gelişim ve değişim göstermiştir. Araştırma kapsamında, Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinde bulunan defterler incelenerek Lâleli Camii ve çevresinde yürütülen hizmetler detaylı olarak analiz edilmiştir. Bu hizmetler, maddi ve manevi olmak üzere iki ana kategoride ele alınmıştır. Maddi hizmetler arasında caminin temizliği, aydınlatması, bakımı ve iç düzenlemesi yer alırken; manevi hizmetler arasında vaaz, irşad, tedris, imamet, müezzinlik ve dua gibi dini ve eğitimsel faaliyetler bulunmaktadır. Vakfiye kayıtlarından elde edilen veriler, camilerin tarihsel fonksiyonlarıyla karşılaştırılarak, bu kurumların toplumsal rollerinin sürekliliği ve dönüşümü incelenmiştir. Çalışmanın bulguları, Selçuklular döneminden Osmanlı’ya ve günümüze kadar selâtin camilerinde ibadet, dua ve eğitim-öğretim gibi hizmet türlerinin sürdürüldüğünü ortaya koymaktadır. Ancak, cami görevlilerinin yeterlilik şartlarında zamanla önemli değişiklikler olduğu gözlemlenmiştir. İslâmi temel kaynaklarda bu görevliler için aranan nitelikler genel olarak ilim ve takva iken, Lâleli Camii vakfiyesinde daha spesifik olarak "sulehâdan âlim ve mücevvidler" ifadesi kullanılmıştır. Günümüzde ise görevlilerde aşere, takrib ve tayyibe bilgisi veya hafız-tashih-i huruf mezunu olma ya da ihtisas kursu belgesine sahip olma gibi daha teknik ve belgelendirilmiş yeterlilikler aranmaktadır. Araştırma ayrıca, hadis kaynaklarında müezzinlerin ücret almasının uygun görülmemesine rağmen, Lâleli Camii vakfiyesinde müezzinlere de diğer cami görevlileri ile birlikte ücret tahsis edildiğini ortaya koymaktadır. Sonuç olarak, vakfiye incelemesi, Lâleli Câmii’nin, günümüzde A grubu olarak sınıflandırılan camilerden dua ve eğitim-öğretim faaliyetleri bakımından daha kapsamlı, görevli nitelikleri açısından da daha üst düzeyde hizmet sunduğunu göstermektedir. Bu bulgular, Osmanlı dönemi cami vakıflarının, İslâm kültür ve medeniyetinin gelişimindeki rolünü ve günümüz cami hizmetlerinin tarihsel kökenlerini anlamak açısından önemli veriler sunmaktadır.}, number={1}, publisher={Trabzon Üniversitesi}