@article{article_1648248, title={KUR’ÂN’DAKİ TEVHÎD ANLAYIŞI VE İNANÇ İLKELERİ BAĞLAMINDA MODERN KİŞİSEL GELİŞİMİN ELE ALINMASI}, journal={Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi}, volume={12}, pages={381–425}, year={2025}, DOI={10.46353/k7auifd.1648248}, author={Badem, Mustafa}, keywords={Kur’an, Tefsir, Kur’an, kişisel gelişim, karakter eğitimi, kişilik eğitimi, itikât.}, abstract={Kişisel gelişim, nitelikli bir hayat sürmek için bireylerin kendisini istek ve hedefleri doğrultusunda donanımlı hale getirmesidir. Kişisel gelişim öğretileri gerek fizikî yetenekler yönünden gerekse duygusal yönden bireyleri hayatın inişli çıkışlı süreçlerine maddi ve manevi yönden dayanıklı hale getirmektedir. Potansiyelde bulunan güçlerin ve yeteneklerin açığa çıkmasını sağlayarak kişiyi bulunduğu konumdan daha ileri bir seviyeye ulaştırmaktadır. Kişilerin karşılaştıkları ruhsal problemlere çözümler üretmesine yardımcı olmakta, muhtemel zorluklara karşı onu motive etmektedir. Hedefe giden aşamaları planlayıp yönetmesinde ona yol göstermektedir. Kişinin çevresinde bulunan imkânları kendi lehine kullanabilmesini sağlayarak iş ve kariyer hayatında başarılı olmasını sağlamaktadır. Tüm bunların neticesinde bireyler, hedeflediği hayat standartlarına ulaşabilmekte ve uyum sağlayabilmektedir. Kişisel gelişim çalışmaları, bireylerin hayata bakışını gözle görülür biçimde etkilemektedir. Bu etkilenme genellikle olumlu yöndedir. Ancak dinî, kültürel ve bireysel anlayış farklarından kaynaklanan birtakım problemli düşünceler de bu çalışmaların içeriğinde yer almaktadır. Bunlardan birisi de İslâm itikadı açısından sorunlu olan kişisel gelişim öğretileridir. Örneğin; bazı kişisel gelişim öğretilerinde kutsallaştırılan dünyevî başarı anlayışı, Kur’ân’da vaat edilen ahiret kazanımları ile çelişmektedir. Bu öğretilerde cennet, cehennem, ödül, ceza gibi hususlar göz ardı edilmektedir. Seküler bir anlayışla ortaya konulan öğretiler, dünya hayatının bir imtihan olduğu göz ardı edilerek ve ahiret hayatı yok sayılarak muhataplara sunulmaktadır. Kur’ân’ın öngördüğü tevekkül anlayışına sahip olma, hafv ve reca arasında olma, Allah’ın rızasını arama gibi hususlara bu çalışmalarda değinilmemektedir. Bu da Kur’ân’ın ortaya koymuş olduğu inanç ilkelerine uygun davranmak isteyen bireyleri yanlışa sevk etmektedir. Bu nedenlerle kişisel gelişimin itikâdî açıdan doğru ve yanlış yönlerinin Kur’ân ışığında incelenmesi gayesiyle böyle bir çalışma yapılmıştır. Nitekim Kur’ân, insan hayatına yön veren ve onu olgunlaştıran birçok önemli ilkeyi ortaya koymaktadır. Dolayısıyla onda kişisel gelişimle ilişkilendirilebilecek önemli görüşler bulunmaktadır. Öne sürülen bu görüşler, diğer kişisel gelişim kitaplarından farklı ve orijinaldir. Zira onun görüşlerini benimseyen birey ve toplumlar, önemli başarılar elde etmiştir. İman, ahlâk ve ameli birleştiren yapısı, bu başarıların en önemli nedenidir. Çünkü Kur’ân’da sadece dünyaya endeksli bir hayat anlayışı reddedilmektedir. Onda ortaya konulan görüşler, aşkın bir yaratıcının varlığı merkeze alınarak ölümden sonraki hayata uzanmaktadır. Dünya hayatında çeşitli nedenlerden dolayı tam olarak tesis edilemeyen adaletin, ahirette tesis edileceği bildirilmektedir. Zulüm ve haksızlık edenler cezalandırılarak haksızlığa uğrayanların ise haklarının kendilerine iade edileceği; iyi işler yapanların cennetle ödüllendirilecekleri vaat edilmiştir. Doğal olarak bireylerden bu anlayış üzere davranmaları ve dünya hayatının bir imtihan olduğu bilinciyle hareket etmeleri beklenmektedir. Bu imtihanda yapılan işlerin değer kazanabilmesi ise Allah’ın rızasına göre hareket etmeye bağlıdır. Bireyler attığı her adımı, giriştiği her işi, üzerine düşen bütün tedbirleri alarak yapmalı; sonucunu ise Allah’a bırakmalıdır. Çünkü yapılan işlerin olumlu ya da olumsuz sonuçlanması da bu imtihanın bir parçasıdır. Neticede elde edilen sonucun Allah’tan geldiğine inanarak rıza göstermelidir. Ayrıca her mümin havf ve recâ arasında bir durumda olmalıdır. Ne kendi kurtuluşunu garanti görmeli ne de ümitsizliğe kapılmalıdır. Kur’ân’ın ortaya koyduğu kişisel gelişim öğretileri, bu inançlar üzerine bina edilmektedir. Dolayısıyla bu inanca ve düşünceye sahip olma, bireylerin dünya hayatında yaptıkları işlerde adımlarını daha dikkatli atmalarına vesile olmaktadır. Onları iyi ve güzel işler yapmaya sevk etmekte, kötü işler yapmaktan alıkoymaktadır. Bireylerin vicdanlarında pozitif yönde bir otokontrol sitemi oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Allah rızasının kazanılması uğruna, gönüllülük esasına dayalı birçok adım bu inanç vesilesiyle atılmaktadır. Güzel ahlâka dair birçok haslet, bu inancın sayesinde yeşermektedir. Netice itibariyle bu çalışmada Kur’ân’da ortaya konulan tevhit anlayışı ve inanç ilkeleri bağlamında modern kişisel gelişim ele alınmıştır. Böylece kişisel gelişim öğretilerinin hedeflediği ideal yaşam şekline daha köklü bir formatla ulaşılması ama}, number={1}, publisher={Kilis 7 Aralık Üniversitesi}