@article{article_1652072, title={Yusuf Ziyâeddin Ezherî’nin Nübüvvet Anlayışı}, journal={Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi}, pages={393–412}, year={2025}, DOI={10.35209/ksuifd.1652072}, author={Kazan, Mustafa and Şaşa, Mehmet}, keywords={Kelâm, Yusuf Ziyâeddin Ezherî, Ersal, Nübüvvet, Peygamber, Vahiy}, abstract={Bu çalışma, Yusuf Ziyâeddin Ezherî’nin hayatı ve ilmî kişiliğinin yanı sıra onun nübüvvet anlayışını ortaya koymak amacını gütmektedir. İki temel başlıktan müteşekkil olan bu çalışmada ilk olarak onun doğumundan başlayıp ilim tahsili, eserleri, vefat ettiği ve defnedildiği mekânlar ele alınmıştır. Devamında da vahiy ve peygamberlik kurumunun imkânı, vahyi ispat delilleri, vahiy ve risâletin meydana gelmesi, peygamberliğin ispatı, peygamberlerin sıfatları ve vazifeleri, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) risâletinin ispatı şeklinde nübüvvetin ana konularına dair Ezherî’nin görüşleri işlenmiştir. Böylece dinin can damarı hükmünde olan nübüvvete dair güncel problemlerin çözümüne katkı sunulması hedeflenmiştir. Zira çağdaş âlimlerden biri olan Ezherî, yaşadığı dönemin itikâdî sorunlarını ele almaya çalışmıştır. Bu yönü, bu çalışmanın onun ile tahsis edilmesinde etkili olmuştur. Onun özellikle bu alanda kaleme aldığı Vahiy ve risâlet adlı eseri temel başvuru kaynağı olmuştur. Bunun yanında meselenin izahına katkı sunacak eserlere de müracaat edilmiştir. Bu araştırmada literatür tarama, sistematik tahlil ve değerlendirme yöntemi kullanılmıştır. Araştırma neticesinde Ezherî’nin risalet ile vahyin olanağını inkâr etmeyi manevi hastalık şeklinde adlandırdığı, Allah’ın vahiy iletmesini rubûbiyetinin şânında olduğu gibi hikmetinin de muktezası olarak kabul ettiği, farklı biçimlerde vahyin geldiğini, mu‘cizenin bir delil oluşunu inkâr etmenin sadece kibirlenerek inat etmekten doğduğunu zikrettiği saptanmıştır. Ayrıca mu‘cizenin risalet adına bir delil niteliği taşıdığını, mu‘cizeyi hissî ve aklî şeklinde iki başlığa ayırdığını, peygamberlerin ahiret ile dünya yaşamının saadeti adına rehber olmak üzere görevlendirildiğini, dünyevî kazanç ile geçim gibi çeşitli konular üzerinde dursalar dahi asıl görevlerinin asla bu olmadığını, peygamberlerin kötü/çirkin sıfatlardan berî oldukları gibi onlar için bunun vâcip olduğunu, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberliğini ispat eden hissî ve aklî delillerin olduğunu savunduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda Hz. Peygamber’in (s.a.v.) çekmiş olduğu sıkıntılar ile almış olduğu ölüm tehditlerine karşın davasında tereddüt etmeyerek sabırlı bir şekilde mücadele etmesini, vahiy öncesindeki ve sonrasındaki yaşamında münker namına zelle bile görülmemesini aklî delil olarak kabul ettiği saptanmıştır. Bunların yanı sıra onun pek çok halinde Rabbine dua ederek O’na sığınmasını, İslâm’ın hızlı biçimde yayılmasını, gayb ile alakalı bilgiler sunmasını, insanların kurtuluşu adına pek çok zaman üzülmesini ve oldukça ciddi bir çaba göstermesini, insanların çok istek duyduğu hazlardan uzak durarak cihadı ile ilgilenmesini, dünyevî makam ile şöhret benzeri heveslerinin olmamasını ve benzeri hususları da aklî birer delil olarak saydığı belirlenmiştir. Ayın ikiye bölünmesi, Kâbe’de bulunan putların yıkılması gibi çeşitli olağanüstü olayları da hissî delil olarak zikrettiği görülmüştür.}, number={45}, publisher={Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi}