@article{article_1653094, title={Semih Kaplanoğlu’nun Buğday (Grain, 2017) Filmindeki Dini Kavramların/Anlamların Göstergebilimsel Analizi}, journal={Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi}, volume={27}, pages={273–300}, year={2025}, DOI={10.51553/bozifder.1653094}, author={Yalçın, Abdurrahim}, keywords={Tasavvuf, İslam, Buğday (Grain 2017), Semih Kaplanoğlu, Türk Sineması, Göstergebilim}, abstract={Sinema, kendine özgü bir anlatı dili ve çok katmanlı bir iletişim biçimi sunan eşsiz bir sanat dalıdır. Bu dil, görsel ve işitsel göstergeler aracılığıyla izleyicilere duygu, düşünce ve mesaj iletmek için kullanılmaktadır. Ferdinand de Saussure’ün dilbilimsel teorilerinden esinlenen göstergebilim de sinemayı anlamlandırmak için önemli bir yöntem sağlamaktadır. Göstergebilimsel analiz ise bir filmin yüzeydeki anlamlarının (düz anlam) ötesine geçerek kültürel ve simgesel bağlamlarını (yan anlam) açığa çıkarmada araştırmacılara yardımcı olmaktadır. Bu bağlamda Semih Kaplanoğlu’nun Buğday (Grain, 2017) filmi, modern dünyanın ekolojik ve varoluşsal krizlerini, dini/tasavvufi bir anlatı çerçevesinde ele alan bir yapıt olarak dikkat çekmektedir. Film, geleceğin belirsiz bir zamanında insanlığın doğadan kopuşunu ve bu kopuşun getirdiği felaketleri betimlemektedir. Ancak bu betimleme, yalnızca çevresel bir eleştiriden ibaret değil aynı zamanda dini/manevi bir arayışın ve kurtuluş umudunun hikâyesini de içermektedir. Filmde kullanılan siyah-beyaz estetik, görsel anlatının bir parçası olarak dini bir atmosfer yaratırken, doğa ve insan arasındaki karşıtlığı da vurgulamaktadır. Filmde göstergebilimsel düzlemde, siyah-beyaz kontrastı, modern yaşam içinde insanlığın ruhsal olarak içine düştüğü karanlığı ve aydınlanmaya duyduğu ihtiyacı simgelerken, buğday taneleri ise düz anlamda bir tarımsal ürün, yan anlamda insanın manevi kurtuluşunu ve tevhidini temsil etmektedir. Bu bağlamda metodolojik olarak çalışmada kullanılan göstergebilimsel analiz/çözümleme yöntemi, Buğday (Grain, 2017) filminde kullanılan temalar, karakterler ve mekânlar arasındaki çok katmanlı sembolik anlamlara da ışık tutmaktadır. Filmde terk edilmiş doğa, manyetik kalkan ve ölü topraklar gibi mekânlar, insanlığın Yaratıcıdan dolayısıyla özünden uzaklaşmasını temsil ederken, manevi kurtuluş için bir dönüşüm sürecini sorgulamayı da işaret etmektedir. Bu bağlamda dini/tasavvufi sembollerle zenginleştirilmiş bir sinema dili aracılığıyla modern insanın hem ekolojik hem de manevi krizine dair tefekkür imkânı sunan filmin çok katmanlı anlatı yapısı ile izleyiciye sunduğu anlamların göstergebilimsel analiz aracılığıyla daha iyi anlaşılacağı düşünülmektedir. Çalışma kapsamında incelenen Semih Kaplanoğlu’nun Buğday isimli filminde insanlığın ekolojik ve manevi bir çöküş yaşadığı günümüz dünyasında, dini ve tasavvufi temaları öne çıkararak izleyicinin kendi yaşamı içinde nasıl bir yaşamsal amaca sahip olduğu hususunda derin bir sorgulama yapması gerekliliğine duyulan ihtiyacın altı çizilmektedir.}, number={27}, publisher={Yozgat Bozok Üniversitesi}